İnfilâk eden bir dağın taşları altında nöbete durmak
Bahçedeki narenciye ağacının gölgesinin düştüğü, uçuk sarı boyalı mutfakta tatlı bir ikindi serinliği. Ev hali mazbut kıyafetiyle ayakta babaannem, sanki o duvarları ayakta tutan sütun. Ahirzamanın ihtiyar kadınlarından.
Bütün medeniyet müktesebatını süzen ve hayata akıtan bir tavır içinde ahirzaman ve getirdiklerini ustaca, latîfane ehlileştirip, savuşturuyor. Muhtelif etiketli, şekilli, kapaklı kavanozlarla hiç kastı olmadığı halde bir sevk-i tabiî ile asimetrik bir simetri, estetik ve bir aidiyet hissi tesis ediyor.
İfade ettiği mana-i harfî ile bir mahluku olduğu İlâhî kudretin tecellîsi sıfatıyla unsuru olduğu meşhergâhın, hususiyetlerini de, manzarasını da elinden ve dilinden çıkan her şeye yansıtıyor.
Rengârenk çiçek ve ağaçların; biri sarp biri yumuşak, kimi yüksek, kimi alçak tepe ve dağların, biri durgun, başkası çılgın göl, deniz ve derelerin, en latif manzara ve dekorlarda insana enis ve munis gelmesi; börtü-böcek ve muhtelif canlıların da envai çeşit şekil, renk ve zaman zaman yekdiğeriyle kesişen ihtiyacıyla değişken bir tablo oluşturması; surî bir nazarla bakıldığında, kişiye, tehlikeli bir başıboşluğun verdiği endişe........
© Yeni Asya
