menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ümmet-i Muhammed’in kalbindeki hançer -2

13 1
03.07.2025

Menfî milliyet ise kendi kavmini yüceltip, diğerlerini hor görmektir. Bu, İslâm kardeşliğine zıttır. Üstad bu noktada çok sert bir ifade kullanır: “Kitleler mabeynindeki rabıtası; âheri yutmakla beslenen unsuriyet ve menfî milliyettir. O ise, şe’ni müdhiş tesadümdür.”4

Üstad Hazretleri burada milletin arasındaki bağları koparan ve onları birbirinden uzaklaştıran menfî, kötü milliyetçilik ve unsuriyettir (ırkçılık). Bu olumsuz milliyetçilik, akıl dışı ve korkutucu bir tesadüf gibi ortaya çıkar ve toplumları yutan, yok eden bir unsur olur. Yani menfî milliyetçilik, birleştirici değil, yıkıcı ve bölücü bir güçtür. Bediüzzaman Hazretleri, kavmiyet fikrinin “İslâmiyet milliyeti”nin önüne geçmesine şiddetle karşıdır. Üstad, Türk, Kürt, Arap, Acem ayrımı yapmadan İslâmiyet dairesinde birleşilmesini ister.

Tarihî olarak da milliyetçiliğin İslâm coğrafyasına verdiği zarar büyüktür. Osmanlı Devleti, farklı ırkları bir arada tutan bir ümmet modeli iken, milliyetçilik fitnesiyle parçalanmıştır. Arap milliyetçiliği ile Türk milliyetçiliği karşı karşıya getirilmiş; Arnavut, Kürt, Çerkes gibi unsurlar da bu ayrışmadan nasibini almıştır. Bediüzzaman bu parçalanmaya dair şu uyarıcı tesbiti yapmıştır: “Fikr-i milliyet, şu asırda çok ileri gitmiş. Hususan dessas Avrupa zalimleri, bunu İslâmlar içinde menfî bir surette uyandırıyorlar; tâ ki parçalayıp onları........

© Yeni Asya