menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Onu tanıyamamıştım

15 1
28.08.2025

Bir gün Abdurrahman, Karacaören köyüne görevli olarak giderken yolda yağmura tutulur, ıslanır ve hastalanır. Yatsı namazını dahi zor kılar. İçinden, “Ya Şeyh Abdülkadir-i Geylânî” diyerek yardım ister. O gece rüyasında birisi arkasından gözlerini kapatır; sanki vücudu elektrikle tedavi edilmiş gibi olur.

O zat: “Ben Said Nursî’yim” der.

Abdurrahman aniden uyanır ve hastalığının tamamen geçtiğini görür. Bu rüyadan sonra Said Nursî kalbinde ve gönlünde yer eder.

Sonraki günlerde Burdurlu Mehmet Onbaşı, Bediüzzaman’ın Isparta’da olduğunu öğrenince, Abdurrahman da ilk fırsatta onu ziyaret etmek ister. İki asker arkadaşıyla birlikte, “Masraflar bana ait” diyerek minibüse binerler. Şoför konuşmalarını duyunca, “Siz madem Bediüzzaman’a gidiyorsunuz, o halde masraflar bana ait. Sizi trene yetiştireceğim” der. Ve hızlı bir şekilde onları trene yetiştirir.

Isparta’ya geldiklerinde, Bediüzzaman’ın evine giden iki yolu da polisler kapatmış, “Yasak” diyerek geçişe izin vermemektedir. Abdurrahman........

© Yeni Asya