Bir adalet kıssası: “Sakın hainlerin savunucusu olma!”
Kur’ân-ı Kerîm’de Efendimize (asm) ve onun şahsında hepimize ikazlar vardır. Adaletle hükmetmek, güzel ahlâk sahibi olmak, iyilik ve istikamet üzere yaşamak, zorlaştırmamak, zalime değil hakka taraftar olmak, hainleri savunmamak bunlardan bazıları.
“Eğer Senin Rabbin dileseydi, dünyadaki bütün insanlar imana gelirdi. Ama bunu irade etmedi. Şimdi sen ‘imana gelsinler’ diye insanları zorlayacak mısın? (Yûnus, 99.)”
HIRSIZ KİM?
Bir hırsızlık olayıyla ilgili olarak indirilen ayetler çok önemli noktalara değiniyor.
Rivayetlere göre; Ensar’ın Beni Zafer kabilesinden Te’ame adında biri, başka bir Ensar’ın zırhını çalmış ve bir Yahudînin evine gizlenmiş. Zırhın sahibi meseleyi Hz. Peygamber’e (asm) götürüp Te’ame’den şüphelendiğini söylemiş.
Fakat suçlu olan Te’ame, akrabaları ve kabilesinden birçok kişi işbirliği yapmış. Suçu Yahudînin üzerine yıkmak için Müslümanlığı alet etmek istemişler: “Hakkın düşmanı olan, Allah ve Rasûlü’ne inanmayan bir Yahudînin sözüne güvenilmez. Oysa biz Müslümanız ve güvenilir kişileriz, o halde........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein