menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Soykırım, lûgâtçe, vefa borcu

13 1
20.10.2025

Bu yazıda kısaca ele alacağımız üç konu var.

Birincisi: Üstad Bediüzzaman’a atılan “Ermeni soykırımına katıldı” iftirası.

İkincisi: Risale-i Nur Külliyatına dahil eserlerde kullanılan “lûgâtçe” meselesi.

Üçüncüsü: Merhûm Sadettin Çelik Ağabeyin hayat ve hatırâtına dair yaptığımız çalışma.

«

Emrah Cilasun isimli yazarın 2015’te yayınlanan bir kitabı var. Kitabın ismi Bediüzzaman Efsanesi ve Said Nursî Gerçeği.

Yazar, kitabın 44. sayfasında şu hükmî ifadeyi kullanıyor: “Said Nursî, 1914-1916'da Van ve Bitlis cephelerinde -kendisi her ne kadar aksini iddia etse de- Ermeni soykırımına bizzat katılmış."

Aradan geçen yüz yıllık zaman zarfında, hiçbir “soylu Ermeni” böyle bir iddiada bulunmadı. Dahası, Türkiye’deki, Ermenistan’daki, hatta diasporadaki Ermenilerden dahi böyle bir yalanın sâdır olduğunu duymadık. Ama, böylesine sunturlu bir yalan, 1915’teki tehcir ve “mukatele” için “soykırım” diyen Emrah Cilasun isimli müfteriye nasip oldu.

Eski Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan, bir röportajında Said Nursî’den övgü ile bahsederken, onun Münazarat isimli eserinde, Ermenilerle ilgili “dostluk ve komşuluk” mesajlarını okuduğunu ve bundan memnuniyet duyduğunu ifade etmişti.........

© Yeni Asya