İnsan soyunun en vahşisi
Vahşette sınır tanımayan darbe cuntası, 16 Eylül (1961) günü iki güzide bakanı (Zorlu ve Polatkan) dârağacına gönderirken, bir gün sonra, yani 17 Eylül günü de “İslâm Kahramanı” Başbakan Menderes’i astılar.
Darbe günü olan 27 Mayıs 1960’tan 17 Eylül 1961 tarihine kadar geçen süre içinde Demokratlara yönelik öyle vahşet ve dehşet tabloları sergilendi ki, bunu kelimelerle ifade edebilmek kabil değil. Değil insan soyu, vahşî canavar hayvanları dahi geride bırakacak gaddarlıklar sergilendi, o karanlık dönem içinde.
Demokratlarla birlikte Yassıada’da aynı muameleye mâruz kalan şair Faruk Nafiz Çamlıbel, görüp yaşadıklarını şu mısralarla anlatıyor:
Âdem evlâdı boğarken baba bir kardeşini,
Basıyor bağrına hemcinsini, müşfik canavar.
Beşerin zıddına, hayvan soyu insanlaşıyor,
Zalimin şefkati yok; lâkin, itin şefkati var.
Elhak doğrudur. İnsanın vahşîsi, canavarın vahşisinden daha tehlikeli, daha muzırdır. Zira, vahşî hayvanları dizginleyen Allah, insanların dizginini serbest bırakmıştır. Onun için beşer, vahşette sınır tanımayarak hayvandan bile yüz derece aşağı........
© Yeni Asya
