Doğruyu olduğu gibi yansıtmalı
Hemen bu noktada bir ölçüyü daha hatırlatarak devam edelim: “Her dediğin doğru olmalı; fakat, her doğru her yerde söylenmez.”
Bu ölçüden âcizâne şunu anlıyorum: Yazdıkların, anlattıkların muhakkak doğru olmalı. Lâkin, duyduğun, bildiğin, gördüğün her doğruyu her yerde anlatmak doğru değildir. Meselâ, söylediğin doğrular bir yerde aksülamel meydana getiriyorsa, hatasını düzeltme imkânı olan bir insanın ümidini kırıyorsa, hayatını karartıyorsa, kişinin nefsini ıslâh etme imkânını elinden alıyorsa, yahut telâfisi imkânsız sakıncalara yol açıyorsa, o doğruyu söylemek doğru olmaz.
Evet, bunlar gibi kritik noktalarda başkasına zarar vermeyecek şekilde hareket etmek de “doğruluk” hesabına geçer. Yani, zarar verecek, tahribata yol açacak doğruları söylememek de doğruluktur.
«
Öte yandan, herkes için faydalı, yahut ufuk açıcı doğruları yarım yamalak anlatmamak da doğru değildir.
Dahası, bir doğrunun yarısını anlatmak hilekârlıktır, sahteciliktir. Mert olan bir insan, hileye, kandırmaya yönelik şeylere tenezzül etmez.
Meselâ, maaşlara ne kadar zam yapıldığını milletin başına vura vura, hatta gözüne soka soka anlatıp da, su, elektrik, gaz........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein