Birilerinin adamı “adam” değil
Ülke ve dünya genelindeki gözlem ve tesbitlerimiz bize şunu gösteriyor: Bu zamanda mürit gibi, yahut kul-köle gibi “şahıs merkezli” yapıların içinde yer alanlar, iradelerini kullanmakta hür ve serbest değiller. İnsan haysiyetine yaraşır şekilde hareket edemiyorlar. Ortaya bir fikir ve tavır koyamıyorlar. Basmakalıp söz ve tavırlarla hareket ediyorlar. Hocası, ağası, abisi, efendisi ne direktif verirse, kendini ona göre söz söylemek ve ona göre hareket etmek mecburiyetinde hissediyorlar.
Acaba, böyle “birilerinin adamı” olan kimselerin bir ağırlığı, ciddiyeti, itibarı olur mu? Böylelerini “adam yerine” koymak yakışık alır mı?
Burada, işte bu ve benzeri suâllerin cevabını bulmaya çalışalım.
«
Şahs-ı vahide tutku ile bağlı olanlar, her ân için “iyot gibi” ortada öylece kalabilir. Çünkü, bir grubun başı durumundaki şahıslar için mukadder âkıbet bellidir: O şahıs, zaman içinde ya çürütülecek, ya zaaflarına yenik düşecek, ya başkası tarafından gizli pazarlıklarla kandırılacak, ya uzaktan kumanda ile beyin ve sinir sistemi yönlendirilecek, ya da en nihayet hastalanıp........
© Yeni Asya
