Şükr-ü örfî (2)
Geçen yazımızda, insanın bütün âzâ ve zerratı ile yani bütün maddî ve manevî organları ile Cenab-ı Hakka vazifelerini, ubudiyetlerini yapmasıyla O'nun rızası yolunda kullanarak şükretmesidir demiştik. .
Bu diğer bir tabirle, aynı zamanda her azayı yaratılış gayesine uygun kullanmaktır. Kısaca, aklı tefekkürde, kalbi Allah’a muhabbette, dili güzel sözler söylemekte kullanmak gibi.
Meselâ, bir çam tohumunun çam ağacı olmasını o tohumun şükr-ü örfîsi olarak düşünürsek; bildiğiniz gibi, “şükür” kelime manası itibarıyla; Allah’a duyulan minneti, şükranı dile getirme, ve mutlu bir olaydan, yapılan bir iyilikten dolayı duyulan hoşnutluğu bildirme anlamı gelir.
Şükr-ü örfî, şükrün sadece dil ile ifade edilen bir söz (elhamdülillah demek) olmanın ötesinde, fiil ve davranışlarla gösterilen bir hâl ve hayat biçimi olduğunu vurgular. Örfî kelimesi, lügatte "âdet, kural veya gelenekselleşmiş usul" anlamına gelse de, bu bağlamda "uzuvların ve fiillerin şükrü" manasında kullanılır.
Bu şükür de ya kalp ile olur, ya lisan ile olur veyahut daha önce bahsettiğimiz gibi diğer organlarla olur ki o da........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein