menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hukukun şer’î olması

9 5
07.11.2025

Bir hüküm dinden ve şeriattan kaynaklandığı zaman bu bir ibadettir. İbadet ise ihlas ile uhrevî sevap ve Allah rızasını kazandıran bir ameldir.

Şer’î nitelemesi hem dünyevî, hem uhrevî geçerliliği belirtmek için de kullanılır. “meşrutiyet-i meşrûa” denildiği zaman hukukî geçerliliği olan ve halk iradesini yansıtmakla beraber “meşveret, hürriyet ve kanun hâkimiyetine dayanan adaleti” ifade etmiş olur. Böylece siyasî manada “Meşrutiyet-i meşrua” hem toplumun mutabakatını, hem de İlâhî iradenin emrine uygunluğu ifade etmektedir. Adaletin temini ise Allah’ın emri olan en değerli ibadetlerden sayılır. Peygamberimiz (asm) “Adalet ve doğrulukla gökler ve yer nizam içinde ayakta durur” (Muvatta, Müsâkât, 2.) buyurmuşlardır. Doğruluğu ve adaleti ikame etmek hem dünyevî, hem de uhrevî sonucu olan şer’î ve dinî hükümlerdendir. Yine Peygamberimiz (asm) “Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene veya altmış sene nafile ibadetten hayırlıdır.” (Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, 2:58.) buyurarak din namına adaleti icra etmenin uhrevî faydasına dikkatimizi........

© Yeni Asya