Tekelci ve güdümlü medya
Takrir-i Sükûn Kanunu ve İstiklâl Mahkemeleri ile tüm muhalif basın tasfiye edildi.
Halbuki Osmanlının meşrutiyete geçtiği son döneminde basında da çok seslilik vardı. Çok farklı fikirler dile getiriliyor ve tartışılıyordu.
Osmanlı tarihe karışıp yeni devlet kurulduğunda bu durum da sona erdi ve çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1946’ya kadar böyle devam etti. Özellikle dinî yayınlara kesinlikle hayat hakkı tanınmadı. Hattâ 1942’de Peygamberimizle ilgili bir yayın, Matbuat Umum Müdürlüğünün müdahalesiyle sona erdirildi.
{M. Kemal’in Kur’ân’a tercüme ve tefsir yazdırıp Sahih-i Buharî Muhtasarı’nı hazırlatmasının arkasında yatan farklı niyetler için “Said Nursî ve M. Kemal” kitabımıza bakılabilir (s. 57 vd).}
........© Yeni Asya
