Boykotun Bediüzzamancası -1
İşte o kelimelerden biri de “boykot” veya “boykotaj”dır. Külliyatta, dilimize İngilizce ve Fransızcadan geçen her iki hâliyle de kullanılmıştır. Kronolojik olarak bakıldığında evvelâ Divan-ı Harb-i Örfî’de geçer bu kelime. Daha sonra da Muhakemat’ta, çok daha ilginç bir bağlamda mecâzen kullanılmıştır. Her iki örneği de verelim.
Önce Divan-ı Harb-i Örfi’den:
“...İşte o hamalların Avusturya’ya karşı –benim gibi bütün Avrupa’ya karşı– (Hâşiye) boykotajları ve en müşevveş ve heyecanlı zamanlarda âkılâne hareketlerinde bu nasihatin tesiri olmuştur. Padişaha karşı irtibatlarını tâdil etmeye ve boykotajlarla Avrupa’ya karşı harb-i iktisadî açmaya sebebiyet verdiğimden, demek cinayet(!) ettim ki, bu belâya düştüm.
“Hâşiye: Bediüzzaman’a zurefâdan biri, bir gün, irfanıyla mütenasib bir esvab giymesi lüzumundan bahseder. Müşârünileyh de, ‘Siz, Avusturya’ya güya boykot yapıyorsunuz; hem onun gönderdiği kalpakları giyiyorsunuz. Ben ise, bütün Avrupa’ya boykot yapıyorum. Onun için, yalnız memleketimin maddî ve manevî mamülâtını giyiyorum’ buyurmuştur.”2
Muhakemat’taki ise:
........© Yeni Asya
