menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Rahmeti üzerimize celb etmek elmek - Hac notları (4)

15 10
18.06.2025

Salat ya da çoğulu olan salavat; dua, istiğfar, rahmet gibi manalara gelmektedir. İnsan, Allah’ın af ve rahmet kapısını en güzel bir şekilde salavat ile çalar. Keza salavat; Allah’ın, rahmet ve inayetiyle kusur ve günahlara mağfiret etmesi demektir.

“Hazîne-i rahmetin en kıymettar pırlantası ve kapıcısı zat-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm olduğu gibi, en birinci anahtarı dahi ‘Bismillahirrahmanirrahim’dir. Ve en kolay bir anahtarı da salâvâttır.”1

Salavatı çokça getirmenin ve salavatla beraber selamı da zikretmenin hikmetini Üstad Bediüzzaman Hazretleri, şöyle izah eder: “O zat (asm) umum ümmetinin saadetiyle alakadar ve bütün efrad-ı ümmetinin her nevi saadetleriyle hissedardır ve her nevi musibetleriyle endişedardır. İşte, kendi hakkında merâtib-i saadet ve kemalat hadsiz olmakla beraber, hadsiz efrad-ı ümmetinin, hadsiz bir zamanda, hadsiz enva-ı saadetlerini hararetle arzu eden ve hadsiz enva-ı şekavetlerinden müteessir olan bir zat, elbette hadsiz salavat ve dua ve rahmete layıktır ve muhtaçtır.”2

Peygamberimizin (asm) ismi anıldığı zaman salavat getirmek vaciptir. Zira Cenab-ı Hak, Kur’ân'da: “Muhakkak ki Allah ve melekleri peygambere hep salat ederler. Ey iman edenler! Siz de ona salat edin ve tam bir içtenlikle selam verin.”3 buyuruyor.

“Ehl-i İslâmın ve nev'-i beşerin medar-ı fahri ve bütün mevcudatın sebeb-i hilkati ve bütün........

© Yeni Asya