Tefekkür yolculuğum -2
Her defasında tefekkür yolculuğum bakış açımı derinleştiriyor, düşüncelerimi genişletiyordu.
Şöyle ki; artık gerçeğin farkına varmış o karakter bana seslense:
“Ey bu oyunun mimarı…
Bu diyarı bizim için var eden…
Seni biliyor ve sana iltica ediyorum.
Ne bu yapay dünyanın ışıkları, ne dijital nimetler…
Hiçbiri benim için değer taşımıyor; ancak senin ikramın oldukları sürece anlamlılar.
Ben senin rızanı umuyorum.”
Kelimeler oyundaki sanal bir karakterden çıkıyor olsa da, içimde tuhaf bir sükût oluştu.
Çünkü bana seslenen aslında oyundaki bir karakter değil; kendi varlık arayışımın yankısıydı.
İçimden şöyle bir karşılık yükseldi:
“Sen madem artık bu oyunun içinde kaybolanlardan değilsin;
Hem madem suretlerin aldatmasına kapılmadın;
Hem madem nimetlerde değil, nimeti verende hakikat arıyorsun;
Hem madem geçici kazanımlar, şöhretler, başarılar senin için hedef olmaktan çıktı…
Bu, artık oyunun sınırlarını aştığın anlamına gelir.
Bu, seni diğerlerinden........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Mark Travers Ph.d
John Nosta
Daniel Orenstein
Beth Kuhel