Milletin hakkı millete...
Keşke ekonomi kadar ve hatta daha fazla ‘hak ve hukuk’ meselleri konuşulabilse. Çünkü sadece ‘ekmek’ konuşulduğunda hem ekmek hem de hürriyetlerden mahrum kalıyoruz. Keşke, “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz asla” demenin netice itibarıyla ekmek ve hürriyeti de getirdiğini görebilsek.
Türkiye’nin şartları elbette bellidir ve zaten milletimiz de bu şartları biliyor. Ancak bu şartlar, büyük çoğunluğun ‘açlık sınırı’nda yaşamasını da icap ettirmez. İtiraz edilen nokta, devletin alacağı vergilere ortalama yüzde 50 zam yaparken; ödeyeceği maaşlara bunun yarısı ve hatta daha azını takdir etmesidir. Resmi rakamlar şöyle: “Ocak 2025’te SSK, Bağ-Kur emekli zammı yüzde 15,75 olarak kayıtlara geçerken bu oran memur ve memur emeklisi için yüzde 11,54 oldu.”
Peki bu apaçık çelişki savunulabilir mi? Elbette işlerin bu noktaya geleceği çok önceden belliydi. İşin ehli olanlar Türkiye’yi idare edenlerin yaptıkları yanlışlara sürekli itiraz etti, ama onlar bu ikazlara kulak vermedi. Oysa “Tatlı tatlı yemenin, acı hesap günü........
© Yeni Asya
