Yoksulluğu değil, yoksulu bitirdiler
Enflasyonda dünyada dördüncü, özellikle gıda enflasyonunda dünyada “birinci” olan çöküşteki ekonomide peşpeşe dayatılan zamlarla ağır ek vergiler furyası, ekonominin hal-i pürmelâlini ortaya koyuyor. En son vergilerden harçlara yüzde 45’e varan otomatik zamlara karşılık asgarî ücrete yüzde 30, işçi emeklilerine yüzde 15.75 artışla “sefalet zammı”, bütün saptırmalara rağmen gerçeği su yüzüne çıkarıyor.
TÜİK’in “talimatlı enflasyon”un yüzde 44.38 olarak gösterildiği aylık 1.03 arttığının duyurulduğu, yıllık yüzde 44.38 olduğu sahte verilere göre bile “yoksulluk sınırı” bir yana “açlık sınrı”nın da altında kaldığı tesbiti, iktidardakilerin “vatandaşları enflasyona ezdirmedik” iddialarını peşinen boşa çıkarıyor.
Ve lahanın 150, domatesin 80, elmanın 70, patatesin 40, portakalın 30, biberin 100, fasulyenin 90, kabağın 85, salatalığın 70 lira olduğu yüksek enflasyonlda “‘çalışanlarımızı birkez daha enflasyona ezdirmeme’ sözüne sadık kaldık” ifadelerinin hiçbir kıymeti kalmıyor.
Kapanan şirket sayısına her yıl yüzlercesinin eklendiği, tâkipteki kredi borçlarının yüzde 115-135 ilave edildiği; vatandaşların ödeyemez hale geldikleri kredi limitlerinin daha da arttırılarak daha da borçlanmaya itildiği borç batağında borçların en az yüzde 100 katlandığı süreçte halâ “kötü günleri geride bıraktık” lâfı da havada kalıyor.
Keza kamu giderlerinin yüzde 80’den fazla artışın olduğu israf ve savurganlıkta siyasî iktidarın yoksulluğu değil, yoksulu bitirdiği, nüfusun üçte birine yakın 24 milyon kişinin devletin - belediyelerin yardımıyla geçinmeye muhtaç hale getirildiği süreçte, ekonomistlerin değerlendirmesiyle son on yılda enflasyonun yüzde 1000, gıda enflasyonunun yüzde 2 bin 500, son bir yılda yüzde 400 artması; AKP iktidara geldiğinde 7 çeyrek altın tutan asgarî ücretin 3 çeyreği........
© Yeni Asya
