İman arttıkça ümit artar
İslâm inancı, insana hep ümit aşılar, imanı olanın imkanı da vardır diyerek, hiç bir zorluk karşısında yılgınlığa düşmeden, yeise kapılmadan mücadele etmeyi emreder. Ümidi besleyen en önemli istinad noktası, imandır. İnsanın imanı ne kadar kuvvetli ise, ümidi de o kadar sağlam olur. Hiç bir zorluk onu yıldıramaz, mücadeleden vazgeçiremez.
Ahirzamanda, özellikle manevî sahada hayatın ne kadar zorlaştığı, imanı muhafaza etmenin ne kadar güç hâle geldiği âşikârdır. İslâm âleminin içinde bulunduğu iman zaafiyeti, Müslümanların zayıf düşmesi, itilafları, ayrılıkları, düşmanların desiseleri ve zulümleri, Müslüman toplumları yeis bataklığına düşürüyor.
İmanın ve ümidin ahir zamandaki en büyü temsilcisi, Bediüzzaman Hazrerleridir. Müslümanların parça parça olduğu, İslam'ın son ordusu olan Osmanlıların Birinci Cihan Harbi sonunda mağlup sayılarak topraklarının işgal edildiği, sonrasında Süfyanizm tuzağı ile dine darbeler vurulduğu, imanın temellerinin sarsıldığı bir zamanda ortaya çıkan Bediüzzaman, bir ümit........
© Yeni Asya
