Çıkış yolu CHP’yi kapattırmak mı?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzluk-hırsızlık-rüşvet içerikli soruşturmanın ilk dalga operasyonları, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in muvazenesini sarsmıştı.
İlk tepki olarak Özgür Bey, soruşturmaları dumura uğratma umuduyla, sokağı harekete geçirdi. Hatırlayınız; Saraçhane’de binlerce CHP’liyle birlikte, memlekette ne kadar aşırı sol örgütler varsa, cümlesini gazlamış ve gazlatmıştı.
Soruşturma sürecinde itirafların başlamasıyla, Özgür Özel, adeta freni patlamış kamyona dönmüştü. Sadece fren patlak olsa… Direksiyon da Silivri’deydi.
Şimdi CHP Genel Başkanı, çok daha vahim bir yere savruldu. Deyimde hata olmasın, Özgür Özel’in patlak freni ve direksiyonsuz vaziyetlerine, dağılmış şanzıman ve diferansiyel de eklendi.
Ekrem İmamoğlu’nun, gündemdeki suçlamalar nedeniyle gözaltına alındığı günden itibaren, soruşturmayı sürekli ‘siyasî nitelikli’ iddiasıyla karşılayan Özel, başta İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek olmak üzere, soruşturmayı yürüten yargı ve emniyet görevlilerine de haddi aşan eleştiri ve suçlamalar yöneltmişti.
Belli ki Özel-İmamoğlu ikilisi, soruşturmanın sınırlı bir alanda tutulmasını sağlayıp, özellikle CHP’nin yönettiği diğer belediyeler ile parti Genel Merkezine ulaşmasını engelleme çabasına girişmişti.
Elbette hukuk, siyasî etkilere belli ölçüde maruz kalabiliyor olsa da, ortalığa saçılan devasa yolsuzluk iddiaları, kimsenin görmezden gelebileceği kadar zayıf ve hacimsiz değildi. Hukuk mercileri de meselenin gereğini yerine getiriyor.
Son dalga operasyonlarla, soruşturmanın İBB dışındaki belediyelere........
© Yeni Ankara
