menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Âhir

9 12
05.05.2025

İrfan geleneğimiz, kişinin bugün sahip olduklarının yarın elinden çıkabileceğini işaretle, “Ne oldum deme, ne olacağım de…” öğüdünü verir. Derviş gönüller ise, “Günün hayrolsun…” dileğine, “Akıbetimiz hayrolsun…” karşılığını verir.

Bir de, “Zulüm ile abat olanın Âhiri berbat olur…” özdeyişimiz var.

Bu dünyadan bir Sırrı Süreyya Önder gelip geçti.

Siyasî görüşlerimiz hiçbir şekilde benzeşmese de son yıllardaki duruşunu ve çizgisini takdir etmediğimi söylersem doğru olmaz.

Evet, bölücü terör hareketinin siyasî uzantısı olan bir partide, uzun yıllardır etkili görevlerde bulundu.

Türkmen kökenli olmasına rağmen, Kürt ayrılıkçı hareketinin içinde yer aldı.

Türk Solu çizgisinden gelerek PKK uzantısı partiye monte olup, partinin Kürt kanadından bile daha uç söylemlerde gezinen diğerleri gibi olmadı, Sırrı Süreyya Önder.

Son 6 aydır, ‘Terörsüz Türkiye’ çabaları bağlamında gösterdiği samimi gayretler, vicdan sahibi herkes tarafından takdir edilmiş olmalı.

Bilhassa Türk Solu kökenli bazı ‘mikserler’, Öcalan’ın ‘PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesi’ çağrısını eğip bükmeye ve sulandırmaya çalışırken; Sırrı Süreyya Önder, bir yerde gövdesini taşın altına koyarak, Öcalan’ın, yazılı metindeki ifadelerinin dışında hiçbir talimat veya beklentisi olmadığını, tam bir kararlılıkla dile getirdi. Bu duruşun ne ölçüde kıymetli olduğu, yakın gelecekte daha iyi anlaşılacaktır.

Serencamını yakından takip etmemiş olsam da Sırrı Süreyya Önder’in, siyaset yaptığı zemindeki bir yığın ‘çıkıntı’ tiplere inat; bu ülkeye, bu topraklara........

© Yeni Ankara