menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ev Gençleri, Yaşlanan Ülke ve Sessiz Çöküş

14 0
03.08.2025

Türkiye’nin yaşlanan nüfusu, son aylarda iktidar çevrelerinde sıkça gündeme geliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğurganlık oranındaki düşüşü "milletin geleceği" açısından tehlikeli bulduğunu açıkladı. Aile Bakanlığı verileri ise doğum sayısının 2023’te 1 milyonun altına düştüğünü, doğurganlık oranının da 1,51'e kadar gerilediğini ortaya koyuyor. Yani Türkiye, kendi nüfusunu yenileyemez hâle geldi.

Ancak burada bir tuhaflık var: Gençlerin olmadığı, evlenmediği, üretmediği bir toplumdan şikâyet eden iktidar, gençlerin neden evlenmediğine, neden üretmediğine ve neden bu kadar yalnızlaştığına dair hiçbir yapısal eleştiri getirmiyor. Gençler ne çalışabiliyor, ne okuyabiliyor, ne de hayal kurabiliyor. Ve bugün bu gençliğin adı artık belli: Ev gençleri

OECD 2024 verilerine göre, Türkiye'de 15–29 yaş aralığındaki gençlerin yaklaşık ('i ne eğitimde ne de istihdamda (NEET). Genç kadınlarda bu oran E’i aşıyor. Bu verilerle Türkiye, tüm OECD ülkeleri içinde açık ara birinci sırada.

Üstelik bu tablo son 10 yılın değil, neredeyse son 20 yılın yapısal bir sonucu. 2002’de 76 olan üniversite sayısı 2024’te 208’e ulaştı. Ancak niceliksel büyüme, mezun gençlerin hayata atılmalarına imkân tanımadı. Üniversite mezunu işsizlerin sayısı 1 milyonu geçti. Genç işsizlik oranı ’lara dayanmış durumda. TÜİK’e göre gençlerin sadece G’si iş gücüne katılıyor.

Bir yanda diploma, diğer yanda boşluk. Gençler önce üniversite sıralarında oyalandı, şimdi evlerinde sessizce beklemeye terk ediliyor. Türkiye bugün dünyada en çok üniversite öğrencisine sahip ilk 5 ülkeden biri.........

© Yeni Ankara