Artan vergi, artan kira mı demek?
Maliye’nin hedefi net: kayıt dışı kira gelirlerini azaltmak, bütçeye ek gelir sağlamak.
2025 yılı için konut kira gelirinde istisna tutarı 47.000 TL olarak belirlenmişti.
Ancak Meclis’e sunulan yeni kanun teklifiyle bu muafiyetin tamamen kaldırılması, yalnızca emekli ve dul-yetim aylığı alanlara sınırlı bir istisna bırakılması öngörülüyor.
Yani milyonlarca küçük ev sahibi için yeni bir vergi yükü kapıda.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın analizine göre, istisna kalkarsa yaklaşık 1,5 milyon ev sahibi etkilenecek.
Bu kesim için toplam 22 milyar TL ek vergi yükü oluşacak.
Kaba hesapla, her bir ev sahibi ortalama 15 bin TL daha fazla vergi ödeyecek.
Kâğıt üzerinde, vergi adaleti açısından anlamlı bir adım gibi görünüyor.
Fakat piyasa dinamikleri bambaşka bir tabloya işaret ediyor:
Ev sahibi bu yükü gerçekten kendi gelirinden mi karşılayacak, yoksa kiraya mı yansıtacak?
TÜİK’e göre Türkiye genelinde kira artışı son bir yılda e civarında.
Ancak ENAG ve özel piyasa raporları (Endeksa, Sahibinden, Emlakjet) bu artışın özellikle büyük şehirlerde 0’ü geçtiğini söylüyor.
Bu fark yalnızca istatistiksel bir nüans değil; politikaların hangi veriye dayanarak oluşturulduğunu sorgulatan bir mesele.
Eğer TÜİK verisine göre artış e ise, neden Ankara’da kiralar son bir yılda ikiye katlandı?
İstanbul’da 10 bin liralık kiralar neden 20 binlere çıktı?
Verilerle gerçeklik arasındaki fark büyüdükçe, adaletli vergi belirlemek de güçleşiyor.
Çünkü kira artışını “e” varsayan bir devlet, aslında gerçek piyasa yükünü görmezden geliyor.
Bu durumda vergi artışı, zaten aşırı yüksek kiraları daha da yukarı taşıyacak bir tetikleyici hâline gelebilir.
Türkiye’de ortalama maaş artışları son iki yılda @–45 bandında kaldı.
Oysa kira artışları aynı dönemde 0’ün........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d