Vatana-millete muhalefet olmaz!
Vatana-millete muhalefet olmaz!
YAŞAR DEĞİRMENCİ
Yaşadığımız zamanda mü’minlerle mü’min olmayanlar arasında bir farkın olmaması için ısrarla uğraşıyor olmak bizleri teyakkuza sevk etmelidir. Küfür tarafının İslam düşmanlığı aynıdır; ne kalktı ne de azaldı! Kılık kıyafetten yemeye içmeye, konuşmadan örfe kadar her şeyde iman farkı olması gerekirken bu fark gitgide erimektedir. Bu erime, mü’min olmayanların mü’minlere yaklaşması şeklinde olsaydı mesele olmayacaktı. Onlar hiçbir yaklaşma göstermedikleri hâlde mesafe erimektedir. Endişe verici olan da budur. Hele Müslümanların, ömürleri iman ve İslam düşmanlığı ile geçmiş insanlara aşırı iltifat gösterip dost kabul edip mahremine almaları kabullenilebilir bir durum değildir.
Zevklerde ve günlük yaşantıda bir benzeşme caiz olmasa da bunun aklen izah edilebilir yönü vardır ama akidede benzeşmenin ya da akidedeki farkların eritilmesinin ne aklen ne de dinen izah edilebilir bir yönü yoktur.
Peygamberimizin bu husustaki hassasiyeti unutulmamalıdır.
İmanla şereflenen bir insan dünyada doğar, dünyada yaşar ama ahirette ebedî bir hayat için mücadele eder. İman nimeti ile şereflenmeyen biri ise dünyada doğar, orada yaşar ve orada kalacak olan umutlar ve hayallerle yaşayıp ölür. Ebedîlik seviyesinde bir hayali yoktur onun.
Mü’min ile mü’min olmayan arasında bu açıdan bakıldığında ebedîlik ile fânilik kadar fark olması pek tabiidir. İki farklı gözün gördüğü, iki farklı kalbin kavradığı kesinlikle aynı değildir. Hz. Ömer: “Allah Teâlâ’nın hakir ettiğine ikram etme! Onun zelil ettiğini aziz eyleme! Allah’ın uzaklaştırdığına yaklaşma!” diye Müslümanları uyarmıştır. Hazret-i Ömer, kölesi ile nöbetleşe deveye biniyorlardı. Şam’a girerken deveye binme sırası köleye geldiği için, köle deve üzerinde idi. Şam ordusunun kumandanı olan Ebu Ubeyde bin Cerrah, bir heyetle karşılayıp, (Ya Halife! Böyle ne yapıyorsun? Bütün Şamlılar, bilhassa Rumlar, Müslümanların halifesini görmek için toplandılar. Sana bakıyorlar. Bu yaptığını beğenmezler) der.
Hazret-i Ömer buyurur ki:
Ya Eba Ubeyde, senin bu sözünü işitenler, şerefi, vasıtaya binip gitmekte ve süslü elbise giymekte sanacaklar. Şerefin, Müslüman olmakta olduğunu anlamayacaklar. Biz aşağı insanlardık. Allah Teâlâ Müslüman yapmakla bizleri şereflendirdi. Onun verdiği bu şereften başka şeref ararsak, Allah Teâlâ bizi yine zelil eder. İzzet, İslam’dadır. İslam’ın ahkâmına uyan, aziz olur. Bu ahkâmı beğenmeyip, izzeti, şerefi başka şeylerde arayan zelil olur.........
© Yeni Akit
visit website