Ülkesinin ve milletinin değerleri ile kavgalı siyasetçiden bir halt olmaz
Ülkesinin ve milletinin değerleri ile kavgalı siyasetçiden bir halt olmaz
YAŞAR DEĞİRMENCİ
Muhalefeti Batı’nın emrinde yapan siyasilere hiçbir şey anlatamazsınız, söyleyemezsiniz. Sadece akla, mantığa, iz’an ve insafa sığmayan hasta ruh psikolojisi taşıyanları seyredersiniz. Psikosomatik hastalıkları, şizofrenlik ruhu taşıyanları görürsünüz. Herhangi bir hususu izah da edemezsiniz. Ülkesi ateş çemberinin ortasında olduğu hâlde devletine, milletine sahip çıkmaması, “insanlık suçu” işleyen “terör devletleri”ne hiçbir tavrı tepkisi olmaması bize has bir muhalefet!
Siyaset en kestirme ifadesiyle devleti yönetmek demektir. Muhalefet de devlet yönetimine katkı yapar. Siyaset particilik demek değil. Partiler araçtır. Siyasetin asıl meselesi, devletin yönetilmesidir. Yapılan kavgaların, hakaretlerin, hilelerin, tahrik ve tahkirlerin devletin yönetilmesiyle bir ilgisi olmaz/olamaz. Bizdeki muhalefet olur.
Seçim kazanmak, ‘başarılı olmak’ anlamına gelmiyor. Seçimi alanlar; siyaseti, “devlet ve millet hizmeti” olarak yapmazlarsa muvaffak olamazlar. Özelikle mahalli seçimlerde seçimi kazanmak, sorumluluk sırtlanmaktır. Sırtlanılan yük ‘insan yükü’dür ve insan yükü Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle ‘ağır ve değerli’ bir yüktür. Ağırlığıyla sırtlananın belini büker, değerliliğiyle sorumluluğunu katlar. Seçimi kazananların halleri ibretlik.
Misyon için siyaset yapanlar, kendileri için değil temsil ettikleri misyon için destek isterler. Siyasete, bireysel ihtiras ve çıkarların ötesinde bir anlam yüklerler. Siyasete ruh, renk, tat ve koku katan, yani ona ‘kişilik’ kazandıran da budur. Sorumlu siyasetçi, misyonu olanlar arasından çıkar. Bu sorumluluk bazen öylesine ağır hissedilir ki, sahibi için bir milat bile olabilir. Vizyon için siyaset yapanların derdi ‘görünmek’tir. Onlar için ‘imaj her şey’dir. Onların makamlarına yükleyecekleri artı bir değer yoktur. Aksine bu gibiler bütün değerlerini........
© Yeni Akit
