Zorbalığın dili
Zorbalığın dili
REFİK TUZCUOĞLU
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Mahir Başarır, Lazkiye-Tartus hattında yaşanan olaylarla ilgili “Alevi katliamı”ndan bahis açınca tarihi hafızam canlandı. Suriye’de Esad’ın yaptığı katliamlar karşısında sus-pus duran CHP’nin bir anda yüksek bir volüme sıçraması dikkat çekiciydi.
Sakın ola; “İnsanlığa yapılmış her türlü katliama karşıyız” gibi beylik laflara soyunmayın. “Ayînesi iştir kişinin lafa bakılmaz”. Milyonlarca masum Sünni Müslüman varil bombaları altında yok edilirken neredeydiniz?
Halep yerle yeksan edilirken Suriye sınırına kadar gidip Beşar Esad’a iki çift laf mı ettiniz? Yoksa “Esad ile derhal anlaşmalıyız” teraneleri mi okudunuz?
Zulümden kaçan mültecilere olan karşıtlığınız ayyuka çıkmışken ne oldu da merhamet damarlarınız kabardı? Ne oldu da Lazkiye’ye koridor açmaktan bahseder oldunuz?
Levant bölgesinde “Alevi katliamı” sözünü kirli bir propaganda olarak daha önce kim kullandı dersiniz?
Tabii ki Fransızlar. İngilizlere de haksızlık etmeyelim bu arada. Fransızlar böl-yönet sisteminin malzemesi olarak o kadar yoğun kullandı ki? Osmanlı’dan sonra Fransa’nın kontrolünde Lazkiye’de bir “Alevi devleti” bile kuruldu. İsim bilinçli bir tercihti. Fransızlar, Anadolu Alevileri’yle temas kurma çabasındaydı.
İyi de, Nusayriliğin Anadolu Aleviliği ile bir bağlantısı var mı?
Aslında hiçbir bağlantı yok.
Ahmed Yesevi, Hacı Bektaş Veli gibi isimler Anadolu Aleviliği’nin tasavvuf idrakine etki etmiştir. Bu ulu şahsiyetlerin anlayış ve yaşayış prensiplerinin muhafaza edilip edilmediği bugün tartışma konusudur. Yine de Anadolu Aleviliği için kaynak isim olmayı halen sürdürürler. Ahmed Yesevi ve Hacı Bektaş Veli, Sünni-Alevi her Müslüman Türkün saygı duyduğu........
© Yeni Akit
