menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ayşe Barım Gezi Organizatörü mü?

8 0
latest

Ayşe Barım Gezi Organizatörü mü?

Refik Tuzcuoğlu

12 Eylül Darbesi’nde henüz ortaokul çağlarındaydım.

Sosyo-politik analiz yapacak bir yaşta değildim. Çevremdeki büyüklerin endişeli hallerinden bir şeylerin ters gittiğini anlıyordum.

Milli Güvenlik dersine gönderilen birinin milli ve manevi değerlerimize hakaretamiz sözleri olurdu. Osmanlı’ya açıkça küfürler ettiğini dün gibi hatırlarım. Şu yaşa geldim, ne zaman darbe mevzusu açılsa çocukluk dönemlerinden kalan bir kabus gibi o ceberut üslup zihnimde canlanır ve huzursuz olurum.

Sonraki yıllarda bu coğrafyanın darbeler tarihine ilgi duydum. Milletin ödediği ağır bedelleri gördükten sonra, her dönemin darbecilerine karşı hasmane duygular oluştu içimde. Genç Osman’ı öldüren Kara Davut Ağa’ya, Sultan Abdülaziz’in haince öldürülmesini sağlayan Mithat Paşa ve Serasker Hüseyin Avni Paşa avenesine, II. Abdülhamit’in başına gelenlere içimden hâlâ itirazlar yükselir.

Cumhuriyet dönemi darbecilerini de milletin bir ferdi olarak asla affetmem.

1960 İhtilali’nde seçimle gelen Başbakan Adnan Menderes’i idam edenleri affetmem.

1982’de darbe hukukuna dayanarak memleketin onca evladını katleden Kenan Evren ve çetesini affetmem.

Darbelerin tamamı Türkiye’yi onlarca yıl geriye götürmüştür. Hepsi de filiz veren çınara sürekli makas atan katil budamacı gibiler. Şahsi ikballeri için ülkeyi ateşe atmaktan çekinmediler.

Üzüldüğüm konu, darbecilerin........

© Yeni Akit


Get it on Google Play