Akıl başta olunca sorular da kolaylaşıyor, cevap vermek de
Akıl başta olunca sorular da kolaylaşıyor, cevap vermek de
İDRİS GÜNAYDIN
Bir süre önce aramızdan bir aklı başında, samimi bir mümin ayrıldı. Eğer dostum Halil Kütük Bey bir yerden rahmetli ile ilgili bir makaleyi alıntılamazsa haberim olmayacaktı. Profesör Mustafa Yusuf Kılıç Bey... Allahım gani gani rahmet eylesin. ODTÜ’de İnşaat Fakültesi profesörü idi.
Kendisi ile 1987 yılında anılan üniversitede tanıştım. Ben o yıllarda Ankara Balgat Ortaokulunda öğretmendim. Ancak Cuma günü ders almadığım için, Ankara Müftülüğünün izni ile ODTÜ Cuma Camiine vaaz ve irşat için gidiyordum.
Mustafa Yusuf Bey bazen bir balıkçı takkesiyle, bazen grand tuvalet; bazen kalın paltosuyla bazen resmi; hem halk adamı hem bilim adamı kisvesi ile; gür sesini son ayarına kadar kullanan ve akıl dolu cevaplar veren; aynı zamanda tertip ve düzenli; namazdan sonra bizleri cümbür cemaat ofisine götüren bir mümindi. Her vardığımızda çay çoktan ocakta demlenmeye bırakılmış, Manisalı olduğu için özel bir kıvamla hazırlanmış zeytinleri servise hazır halde beklerdi.
Aslen Manisalı Alevi bir ailenin çocuğu idi. Kendi ifadesine göre karşı köyü Sünni imiş. Küçükten, hangi saikle şartlandırıldı ise “ne zaman büyüyüp, şu Sünni köyünden bir Sünniyi öldüreceğim” diye hesap yapıyordum, diyor.
Büyümüş. Zeki olduğu için ODTÜ İnşaat Mühendisliğini kazanmış. Orayı bitirince de asistan ve hoca olmuş.
1970’li yıllar. ODTÜ’nün sol renginin başka renklere tahammül edemediği, öğrenci veya hoca; ya devrimcisin ya karşı devrimci… Böyle yıllar. O yıllarda bile Cuma namazlarına gidebilmek, hatta vakit namazlarını kılmak ve öğrencilerin illaki sol fraksiyon tazyiklerine akıl dolu cevaplar verebilmek her aklın tahammülünde midir?
Peki, ihtidası nasıl olmuş? Kendi anlatımı şöyle: “Doktora için gittiğim........© Yeni Akit
