Sırpların zapt-u rapt altına alınması, Selânik’in Fethi (13 Mart 1430) ve Türkiye
Sırpların zapt-u rapt altına alınması, Selânik’in Fethi (13 Mart 1430) ve Türkiye
HALİT KANAK
21 Nisan 1394’te Yıldırım Bâyezid tarafından fethedilen Selânik, 1402 Ankara Savaşından ardından Timur’un Anadolu’dan çekilmesinden sonra Yıldırım’ın en büyük oğlu sıfatıyla Edirne’de tahta çıkan Süleyman Çelebi (Amasya’da oturan ve Osmanlı Hânedânının soyunu devam ettiren Çelebi Mehmet de Ağabeyi Süleyman Çelebi’ye tâbi olduğunu resmen duyurmuştu) tarafından Bizans’a geri verilmiş dolayısıyla elimizden çıkmıştı.
Süleyman Çelebi’nin Bizans’a verdiği sadece Selânik değildi. Gördüğü lüzum üzerine Bizans’la sulh anlaşması yapmış, Selânik dışında; Gebze’ye kadar olan sahilleri, orta Yunanistan’da Ege’ye de sahili bulunan Taselya’nın bir kısmını ve Halkidikya (Halkidiki Yarımadasınıda) Bizans’a bırakmıştı. Yetmemiş, çocukları Şehzâde Kâsım ile Fatma Sûltânı da İmparatorun Sarayına emânet vermiş, kendisi de İmparatorun kardeşi Theodoros’un kızıyla evlenmişti. Ayrıca bu boşluktan faydalanan Sırbistan, Eflâk, Mora ve Attika Osmanlı himayesinden çıkmışlardı.
Her şey Çelebi Mehmed’in 32 yaşında 4 Mayıs 1421’de Edirne’de vefâtından sonra Sûltân II. Murad’ın 41 gün sonra 17 yaşında tahta oturmasıyla yoluna girmeye başladı. Önce şehzâde Mustafa isyanıyla başa çıkıldı. Ardından Bizans kuşatmaya alındı. Şehzâde Küçük Mustafa isyanı da kazâsız atlatıldıktan sonra Anadolu’ya çekidüzen verildi.
Yeni yetme bir padişahın fırtına gibi her yere yetişmesi o hengâmede bir de İstanbul’u kuşatma altına alması Bizans İmparatoru’nda paniğe yol açtı. Güçlü Venedik’in desteğini almak adına elindeki Selânik’i Venediklilerin yönetimine bıraktı. Osmanlı himayesinden çıkmış bulunan Sırbistan Prensliği de 3 sene sonra 1426’da yaptığı bir anlaşma İle Macaristan himayesine girdi.
Üstelik 19 Temmuz 1427’de ölen Sırp despotu Stefan Lazareviç yerine Brankovic’in geçmesini Almanya ile Macaristan Kralı Sigismund’un onaylaması bardağı taşırmıştı. Sûltân II. Murad Hân fazla bekleyemezdi. Öncelikle başta Sırbistan olmak üzere Eflâk, Mora ve Attika’nın kesin bir şekilde zapt-u rapt altına alınmasının şart olduğuna inanarak harekete geçti. Bir çırpıda Sırbistan’a girdi. Niş’ten Morova Suyunu kuzeybatıya doğru atladı. Hedefinde Sırbistan’ın merkezi durumundaki Semendire vardı.
Önce Semendire’ye 70 km. mesâfedeki Kraguyevaç’ı aldı. Sonra yolunun üzerindeki Kolubaç Kalesini düşürdü. Yetmedi, canhıraş imdada yetişen büyük miktardaki Macar kuvvetlerini de çok kısa bir süre içerisinde bozguna uğrattı. Dolayısıyla Sırbistan yüzünden Macaristan’la da savaş başlamış oldu. Sûltân II. Murad bunun arkasının geleceğini biliyordu.
Gerçekten de Avrupa için Sırbistan onur meselesi olmuştu. Türklere kaptırmaya niyetleri yoktu. Çok geçmeden toplayabildileri ordularıyla daha kalabalık geldiler. Alman İmparatoru ile Macar Kralı ordularını birleştirmişti. İşte bu ordu ile kendilerinden emin bir şekilde Osmanlı-Türk Ordusunun üzerine çullandılar. Büyük bir azimle elinde yalın kılıç bekleyen Sûltân Murad yarım........
© Yeni Akit
