İstanbul gökdelenden düşen bir insan gibi
İstanbul gökdelenden düşen bir insan gibi
ALİ OSMAN AYDIN
6 Şubat depremi çok büyük bir yıkımdı. Üzerinden tam iki yıl geçti. Şimdi çanlar İstanbul için çalıyor.
Nisan 2024’teki “Şehir Alarm Veriyor” adlı yazıda şöyle demişiz:
“Üzülerek şunu ifade etmek gerekir ki, İstanbul yaşanabilme vasfını tamamen kaybetti artık. İstanbul bir şehirden çok, bir toplama kampına dönüştü. İçinde sadece çalışma cezasına çarptırılmış işçileri barındıran devasa bir kamp!
İstanbul’un ajanslara yansıyan “mahşeri” görüntülerine bakarken, beklenen İstanbul depremi geldi aklıma. Bayram yoğunluğunu bile kaldıramayan, düzensizliğin kaosa dönüşmesine ramak kalmış bir şehirde deprem gibi bir yıkım olduğunda neler yaşanabilir? Ulaşım ağları çalışır mı mesela? Çalışsa bile bu kadar büyük bir nüfus bu ağlara yüklendiğinde sistem iflas etmez mi? Bu büyük nüfus, ulaşım sekteye uğradığında, gıdaya nasıl ulaşır? Şehir nereden tahliye edilir? Bir yığın can sıkıcı ve korkutucu soru!”
***
Yazıda da izah edildiği gibi İstanbul’un bir değil, birbirinden netameli bir dizi sorunu var. Bu sorunların en büyüğü de deprem. Bu sorunların her biri büyük bir ciddiyetle ele alınmak durumunda.
Bakan Murat Kurum, milyonlarca İstanbullunun her an yıkılacak 600 bin evde oturduğunu söyledi. Ayrıca İstanbul’daki 7.5 milyon konut ve iş yerinin 1.5 milyonu yüksek risk altındaymış.
Yani İstanbullular olarak büyük bir felaketin kucağında yaşıyoruz şu an. Her an şehir başımıza yıkılabilir ve biz altında kalabiliriz. Hayatta kalıp, gıdanın bulunmadığı, suyun akmadığı, viyadüklerin yıkıldığı, güvenliğin kalmadığı, altyapısı çökmüş bir şehirde yirmi milyona yakın paniklemiş insanla mahsur kalmak gibi korkunç senaryolar........
© Yeni Akit
