Adalet
Adalet
ALİ OSMAN AYDIN
En son yazıda Yasemin Minguzzi’nin Bakırköy’de yaptığı oturma eyleminden ve bu eylem yüzünden aldığı tehditlerden bahsetmiştik.
Suçlular, Yasemin Hanımı hiç kimseden korkmadan, çekinmeden, hem de eylem esnasında, haber kanallarının yayınladığını bile bile tehdide devam ettiler.
Bu yerden göğe kadar haklı olan bir vicdanın, bir annenin kameralar önünde boğulmasına eş değer bir durumdur. Kötülüğün zaferidir. Kötülerin iyiler üzerindeki egemenliğinin tescilidir.
En kötüsü de nedir biliyor musunuz? Yasemin Hanım tehdit alırken insanların, şu an Türkiye dışında yaşayan bir mafya babasına ulaşmaya çalışarak ondan yardım istemeleridir… Adaletin mahkemeler eliyle tecelli etmeyeceğine o kadar eminler ki! Bu, en az yaşanan olay kadar ağır bir durum.
Ne diyordu Mario Puzzo mafyanın hakim olduğu yozlaşmış Amerika’yı anlattığı Baba romanında: “Adalet için Don Carleone’ye gitmeliyiz”. İnsanlar “gerçek” adalet için mahkemeye değil Don Carleone’ye gidiyorlardı. Biz de süratle, 1930’ların kurtarıcı gangsterlerle dolu tekinsiz Amerika’sına dönüyoruz.
Birkaç hafta önceki yazılardan birinde arabasını satarken sahtekarlıklarıyla nam salmış bir baba-oğul tarafından dolandırılan bir vatandaşın, hukuki yollarla mağduriyetini gideremeyince silaha sarıldığını yazmıştık.
İşlemeyen adalet her gün can yakıyor, can alıyor.
Her gün zayıfın ezildiği, aşağılandığı, öldürüldüğü ve kötülerin zaferlerini ilan ettiği yığınla haberle şok üstüne şok yaşıyoruz…
Bir toplumda adalet mekanizması........
© Yeni Akit
