İşte “hodri meydan” diyebilen örnek bir yüksek hakim!
İşte “hodri meydan” diyebilen örnek bir yüksek hakim!
ALİ KARAHASANOĞLU
Peşinen söyleyeyim..
Hukuk Fakültesi’nden sınıf arkadaşımın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımın başlığını doğru bulmadım..
Gazetecilik mesleğinin içindeki bir insan olarak söylüyorum..
Meslekdaş dayanışması olarak kabul etmeyin..
Günlük yüzlerce haberin girdiği internet siteleri, onlarca haberin yapıldığı gazetelerde, denetim azami seviyede yapılması gerekir, buna “peki” derim.
Ama sıfır hata mümkün değildir.. Bir muhabir, bir konuyu yeterince araştırmadan haber yapması halinde, toptan bir medya grubunu hukuken sorumlu tutabilirsiniz de, vicdani açıdan sorumlu tutmanız için, bu hatada ısrar edilmesi gerekir..
Bu çekincemden sonra, muhafazakar çizgideki bir yayın grubunda yer alan habere, sınıf arkadaşımın tepkisinden aktarımlar yapayım..
Dün, mafya babalarına tatil harcamalarını ödeten yüksek hakimler yerine, nasıl hak ve adalet ölçülü hakimler gelmişler, görün.
Dün aleyhinde bir iddia ortaya atıldığında suspus olan Yargıtay Başkan’larının yerine, nasıl başkanlar gelmiş, görün..
Bugünkü yargı sistemini, sanki dünden daha kötü imiş gibi sabahtan akşama kadar hedef haline getirenlerin, aslında amaçlarının bu dürüst hakimleri alaşağı etme olduğunu bilin.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanı, benim de dürüstlüğünden şüphe etmediğim, hak ve adalet duygusunu öncelediğinden, menfaat ile iş yapmayı boşverin, kimseye küçücük torpil yapmayacağından, hele hele kendisinin ismini birlikte asla anmayacağım o malum yapı ile yakınlığının kesinlikle olmadığını emin olarak söyleyeceğim Abdullah Yaman’ın sosyal medya hesabından yaptığı açıklamanın ilk cümlesi şöyle:
“1987 yılında intisap ettiğim hakimlik mesleğimin son aşamasında hasbelkader Yargıtay 11. Hukuk Dairesi başkanlığına seçildim. Mesleğimin başından beri herhangi bir güç odağına yaslanmadan tamamen hak ve adalet odaklı hareket ederek, kimsenin hakkını kimseye yedirmemek için azami gayret sarfettim.”
Belki diyebilirsiniz ki, “Bunlar giriş cümlesi..”
Peki bu da, tüm devlet kadrolarında görmek istediğimiz samimiyet cümlesi:
“Kirlenmenin doruk noktasına vardığı zamane ortamında memleketi kurtaramasam da hiç olmazsa kapımın önünü temiz tutarak bir nebze olsun adalete güvenin tesisine katkı sunmaya çalıştım.”
Ve tevazu:
“Bunların hiçbiri meziyet değil elbette. Bir hakimin dürüstlükten dolayı paye kazanması kadar anormal bir şey olamaz. Dürüstlük işimiz farz-ı ayını, olmazsa olmazımız olmalı, değil mi. Lakin memleket o kadar kirlendi ki sıradan meziyetler........© Yeni Akit





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d