menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Şiddet pandemisi ve çözülme

10 14
14.10.2024

Kahramanmaraş merkezli depremleri, depreme sebep olan siyasi mekanizmayı ve sonrasını en iyi analiz eden Yıldıray Oğur, geçen hafta İstanbul’da yaşanan olayları değerlendirdi. Karar’da yazan Oğur’un yazısını Serbestiyet isimli bir site de iktibas etti. Toplumsal çürümeyi ‘Belki de çürümüyoruz, yeşeriyoruz’ başlığıyla köşesine taşıyan Yıldıray Oğur, “Hükümeti suçlayanlar ile ahlaksızlığın/dinsizliğin yayılmasını suçlayanlar arasındaki siyasi kavganın menşeini, sosyolojisini irdeledi.

Emekli bir akademisyenin sosyal medyada viral olmuş tespitlerine cevap mahiyetinde kaleme alınan Oğur’un yazısının özeti şu: “Şehirler büyüyor, nüfus artıyor ve çeşitleniyor, eski mahalle kültürü ortadan kalkıyor, değişen ilişki biçimleri, nesiller arası kopukluklar, artan eşitsizlikler eski küçük, müreffeh ve içinde güvende hissedilen eski yaşam biçimini değiştiriyor. İnsanlar değişimden korkarlar, muhafazakârlık içgüdüsel bir tepkidir. “Sosyal çürüme” de hoşa gitmeyen değişime tepkiyi ifade ediyor.”

Oğur’a göre sosyal çürümenin önüne geçebilecek en temel dinamik, “başka insanların hayatlarını umursamak ve kaygılanmak”. Bu güzel hasleti, çürüdüğümüzün değil yeşerdiğimizin işareti olarak gören Oğur’a katılıyorum. Üstad; “Şehirlerdeki eşitsizlikler, ekonomideki bozulma, sosyal medya üzerinden kurulan ilişkiler, sanal dünyadaki alternatif hayat, dinlerin etkisinin azalması, atomize olan aileler; insan ilişkilerini, kadın-erkek ilişkilerini değiştiriyor” diyor, elhak doğrudur. İşte sıkıntı burada. Değişip dönüşen, seküler sokağa sapan, her geçen gün biraz daha bireyselleşen bir insanlık var karşımızda. Başka insanların derdini umursayan mı kaldı? Peki, çare nedir? Birbirimizin, hepimizin........

© Yeni Akit


Get it on Google Play