menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ortadoğu’da Emperyalist Kaosun Anatomisi

10 0
01.07.2025

Ortadoğu’da Emperyalist Kaosun Anatomisi ve Devrimci Çıkışın Zorunluluğu

Kapitalizmin Krizi, Ortadoğu’nun Çöküşü ve Emperyalist Yeniden Paylaşım

Ortadoğu’da yaşanan her gelişme, yalnızca yerel dinamiklerle açıklanamayacak kadar çok katmanlı ve küresel bir nitelik kazanmıştır. Bugün emperyalist kapitalizm, yapısal ve süreğen bir kriz içindedir. Bu kriz, sadece ekonomik göstergelerle değil; siyasal istikrarsızlık, meşruiyet kaybı, toplumsal huzursuzluk ve artan devlet şiddetiyle her düzeyde kendisini göstermektedir.

Emperyalist merkezlerin bu çok yönlü krize karşı temel stratejisi, dünyanın farklı bölgelerinde kontrollü kaos, istikrarsızlaştırma ve militarizasyon yoluyla yeni bir düzen kurmaktır. Ortadoğu ise bu yeniden dizaynın en sert ve açık yaşandığı coğrafya haline gelmiştir. ABD emperyalizmi, 1990’lardan itibaren "Büyük Ortadoğu Projesi" adıyla tanımladığı, bölgeyi askerî ve finansal olarak kontrol altına alma planını sistematik biçimde uygulamaya koymuştur.

Irak’ın işgali, Suriye’nin iç savaşla parçalanması, Lübnan’a yönelik aralıksız baskı politikaları, İran’ın kuşatılması, Türkiye’nin askerî üs ve tampon devlet olarak konumlandırılması, İsrail’in bölgesel polis gücü haline getirilmesi bu planın parçalarıdır. Emperyalist kuşatma yalnızca askeri aracılarla değil; IMF, Dünya Bankası gibi kurumlar eliyle dayatılan neoliberal politikalar, dijital gözetim sistemleri, medya tekelleri ve ideolojik teslim alma aygıtları yoluyla da sürdürülmektedir.

Artık emperyalizm sadece bombalarla değil; gıda zincirlerinden finansal sistemlere, borçlandırma mekanizmalarından dijital gözetim ve yapay zekâ destekli dezenformasyon kampanyalarına kadar çok yönlü bir egemenlik kurmaya çalışmaktadır. Bölge halkları açlık, işsizlik, barınma ve yaşam hakkı için mücadele ederken, emperyalist merkezler Ortadoğu’yu askerî üslerle, enerji koridorlarıyla ve sınır tanımayan istihbarat ağlarıyla abluka altına almıştır. Bu çelişki, Ortadoğu’nun yalnızca bir çatışma alanı değil, aynı zamanda devrimci bir kopuşun mayalanabileceği bir odak haline gelmesine neden olmaktadır.

ABD Hegemonyası, Siyonist Terör ve Bölgesel Yeniden Dizayn

7 Ekim 2023 sonrası başlayan İsrail saldırıları, emperyalist-siyonist ittifakın gerçek niteliğini bir kez daha açığa çıkarmıştır. Gazze’de yaşananlar sadece bir askeri operasyon değil, uluslararası hukukun, insan haklarının ve asgari insani değerlerin açık çiğnenmesidir. 35 bini aşkın insanın öldürüldüğü, yüz binlerce çocuğun sakat kaldığı, okulların, hastanelerin ve mülteci kamplarının hedef alındığı bu süreç, soykırım boyutunda bir imha politikasıdır.

Bu saldırıların arkasında yalnızca İsrail yoktur. ABD, AB ülkeleri ve bazı küresel güçler, doğrudan silah ve lojistik destek sağlayarak ya da diplomatik koruma şemsiyesiyle bu suça ortaktır. Medya tekelleri de bu suçun parçasıdır; “karşılıklı çatışma”, “Hamas terörü” gibi manipülatif kavramlarla soykırım görünmez kılınmakta, mazlum suçlu, suçlu mağdur gibi sunulmaktadır.

Ancak Filistin direnişi, bu kuşatma karşısında tarihsel bir öncülük rolü üstlenmektedir. Bu direniş yalnızca bir ulusal kurtuluş savaşı değil; aynı zamanda işgale, yoksulluğa ve geleceksizliğe karşı halkların devrimci öfkesini taşıyan bir kalkışmadır. Gazze’deki direnişin sürekliliği, emperyalist-siyonist ittifakın tahakkümüne karşı halkların kararlılığının simgesi haline gelmiştir.

İran’da Zorbalık Rejimi ve Direnişin Sınıfsal Mayası

İran, mollalar rejimiyle temsil edilen teokratik otoriter yapıya rağmen Ortadoğu’nun en dinamik halk hareketlerine ev sahipliği yapmaktadır. 2022’de Mahsa Amini’nin katledilmesiyle başlayan “Jin, Jiyan, Azadî” isyanı; kadınların, gençlerin, işçilerin ve ezilenlerin iktidara meydan okuduğu tarihsel bir momenttir.

Bu başkaldırı, yıllardır bastırılan sınıfsal ve toplumsal enerjinin patlama noktasıdır. Halk yalnızca mollaların zorbalığına değil, aynı zamanda emperyalizmin “rejim değişikliği” senaryolarına da........

© Yarın Haber