menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

TÜİK Bile Farkında: İstanbul Sözleşmesi Yaşatır

10 0
30.10.2025

Türkiye’de kadınların yaşadığı şiddetin resmi olarak raporlanmasında hep bir yetersizlik oldu. Elimizde sadece eski adıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Hacettepe Nüfus Etütleri Enstitüsü ile birlikte yürüttüğü kapsamlı saha taraması olan 2014 tarihli rapor vardı. Yıllarca hep ona referans yaptık. Raporda, resmi olarak da şiddetin boyutları gözler önüne seriliyor; kadınların en az üçte birinin yani milyonlarca kadının şiddet gördüğü ve maalesef sadece ’inin hak arama yollarına başvurduğu görülüyordu.

Korunmak için başvuru yapan kadın oranının onda bir olmasından daha vahim olanı; kolluk kuvvetlerine başvuranların ’inin ifadesinin alınmadığı, @’ının başka kurum-kuruluşa yönlendirildiği, '’sinin ise uzlaştırmayla sonuçlandığı resmi olarak belgelenmişti.

Kelimeler Kifayetsiz…

Bundan beteri de vardı; korunma tedbiri alabilen kadınların, o tedbir kararlarının, öldürüldüklerinde çantalarından çıkması… Şiddet verilerini sadece hayatta kalanlar için raporlamış olan bakanlık ve sorumlu diğer resmî kurumlar, kadın cinayeti ve kadın şüpheli ölümü verilerinde ise neredeyse tamamen suskundu.

Bütün bu tablo karşısında kadınları korumakla sorumlu olanların yapması gereken ilk iş, şiddet gölgesinde yaşayan kadınlara yalnız olmadıklarını göstermek, etkin korumayı sağlamak ve bu süreci sık aralıklarla sistemli olarak raporlayarak denetmek için seferber olmak iken ne oldu?

11 yıldır resmi raporlama yapılmadığı gibi, İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekildi; şiddetin kök nedeni toplumsal cinsiyet eşitliğine savaş açıldı, kadınlar korunmadı, erkekler cezasızlıkla ödüllendirildi ve geldik bugüne.

Yıllar Sonra İlk Kez

Şimdi yıllar sonra ilk kez yeni bir resmi raporla karşı karşıyayız…

Bu hafta TÜİK, 2024 tarihli Türkiye Kadına Yönelik Şiddet Araştırması yayımladı.

Bakanlığın ismi değiştiği gibi birlikte çalıştığı kurum da değişmiş. Artık bırakın isminde “kadın” olmasını, “sosyal politika”ya bile tahammül edemeyip onun da “sosyal hizmet” ile değiştirildiği bugünün Türkiye’sindeyiz.

Yine de 18.275 kadınla yapılan görüşmelere dayanan bu raporu tam anlamıyla değerlendirebilmek için TÜİK’in enflasyon raporlarında yaptığını yapmamak; bilimden sapmamak ve objektif kalmak gerekir. Bu açıdan son sözü söylemek için raporun kapsamlı halinin yayınlanmasını beklemekle birlikte TÜİK bülteni şeklinde yayınlanan ve basına yansıyan verileri yorumlamak da boynumuzun borcu.

Enflasyon Gibi Gizlenemeyen Şiddet

Öncelikle şiddetin boyutunu, enflasyon oranlarında olduğu gibi istense de........

© Yarın Haber