Elmalara kulak verin, bu toprakların öyküsünü anlatıyor…
Yusuf Yavuz yazdı…
Şimdi bu coğrafyanın yabanını yeniden keşfetme zamanı. Bunu başaramazsak daldaki yapraklar gibi hepimiz sararıp solacağız…
Bu yıl kiraz, erik, kayısı gibi meyveler çiçeklenme döneminde iklim krizine yenildi. Don vuran taş çekirdekli meyvelerin çoğu bu topraklara has. Bu yıl kiraz anavatanında garip kaldı. Halkımız sepet sepet, kilo kilo, avuç avuç kirazlarla gülümserken bu yıl neredeyse kiraz görmedi…
Kayısıda da durum benzer şekilde. bir görünüp bir kayboldu. Erik yazın en bol ve ucuz meyvesidir bu topraklarda. Bu yıl kilosu 200 lirayı buldu. Halkımız bol yetişen eriği kurutur, reçelini, marmelatlı, pestilini yapardı. Bu yıl yemeye erik bulmakta zorlanır oldu…
Özellikle pestiliyle, kömesiyle, sucuk lokumuyla ünlü Doğu Anadolu coğrafyasında kazanlar kurulur, pekmezler, pestiller kaynatılır; dutlar, kayısılar kurutulur; kışa hazırlıklar yapılır. Bu yıl o kazanlar yeterince dolmadı, çoğu da tamamen boş kaldı…
Üzümlerin de eski bolluğu yok. Bir uçtan bir uca büyük bir üzüm bağı olan, binlerce çeşit asmanın yeşerdiği bu topraklarda üzümün de neşesi kaçmış durumda. Yerel iklime ve toprağa adapte olmuş, binlerce yıllık üretim geleneğini son 50-60 yılda kendi ellerimizle un ufak ettik. Adaptasyon yeteneği ve direnci yüksek o türlerin yerine, koşullandığı iklimin ve tükettiği suyun milim değişmesi durumunda hayatını sürdürmekte zorlanan ‘fenni’ olanı ikame ettik. İstediği suyu vermeyince, istediği ısı olmayınca, istediği pestisiti, herbisiti (tarımsal zehirler) almayınca ürün vermeyen, giderek küsen ve üreticisini kaosa, yokluğa, krize sürükleyen bir ürün yelpazesi ile bu susuz yazın ortasında kalakaldık…
Elma, ayva, nar… Türkiye bu meyvelerin de cenneti. Isparta Türkiye’nin kiraz ve elma bahçesi.........
© Veryansın TV
