menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

12 Eylül Darbesi döneminde sosyal demokrasi

7 0
21.04.2025

Yıldırım Koç yazdı…

Türkiye’de günümüzde sosyal demokrasi konusundaki yanlış bilgilenmenin yeni bir aşaması 12 Eylül 1980 Darbesi sonrasında yaşandı. Gerçekte birbirinin 180 derece zıttı olan Kemalizm (Atatürkçülük) ve çağdaş sosyal demokrasinin özdeş gibi gösterilmesi yanlışı önce 12 Eylül Darbesi sonrasında ortaya çıktı.

CHP’nin “Batılı anlamda” sosyal demokratlaştırılması 12 Eylül 1980 Darbesi sonrasında gerçekleştirildi.

12 Eylül Darbesi, ABD emperyalizminin büyük bir operasyonuydu. En önemli neden, Türkiye’deki ABD üs ve tesislerinin 1975 Temmuz’unda kapatılması, 1978 yılında ABD ambargosunun kaldırılması sonrasında bile bu üslerin ABD tarafından istenen biçimde kullanılamamasıydı. 24 Ocak İstikrar Programı’nın uygulanmasının sağlanması da ikincil önemde bir nedendi. Türkiye’de ABD kontrolündeki gladyonun yarattığı iç savaş koşulları da darbenin meşru gözükmesini ve halkın büyük çoğunluğu tarafından önce bir kurtarıcı olarak algılanmasını sağladı.

Darbe sonrasında aynı gün yayımlanan 7 no.lu bildiriyle siyasi partilerin faaliyetleri yasaklandı ve siyasi partilerin bina ve tesisleri, “sıkıyönetim ve garnizon komutanlıklarınca emniyet ve kontrol altına” alındı. 27 Ekim 1980 gün ve 2325 sayılı Kanunla, siyasi partilere kayyım atandı. CHP’ye atanan kayyımlar Cezmi Kartay, Ural Sözen ve Vahdet Aydın’dı. Bülent Ecevit, 30 Ekim 1980 günü CHP Genel Başkanlığı görevinden çekildi. 16 Ekim 1981 gün ve 2533 sayılı Kanunla siyasi partiler feshedildi. CHP ancak 19.6.1992 gün ve 3821 sayılı Kanun (Resmi Gazete, 3.7.1992) sonrasında 9 Eylül 1992 günü Ankara’da toplanan 25. Kurultayı ile yeniden faaliyete geçti.

Ancak 1983-1992 döneminde haklarında siyaset yasağı bulunmayan eski CHP’liler farklı siyasi partilerde faaliyet gösterdi.

12 Eylül döneminin zulmü “Atatürkçülük” adına yapıldı. Emperyalizmin kontrolündeki darbeciler, durumlarını meşrulaştırmak için, halkın Atatürk’e duyduğu saygı ve sevgiden yararlanmaya çalıştı ve böylece bilinçli bir biçimde Atatürk’ü yıprattı, Atatürk’ten ve Kemalizm’den kopuşu teşvik etti. Örneğin, Ankara’da Mamak askeri tutukevinde sabah akşam sayımlarda tutuklulara ezberletilmiş olan İstiklal Marşı, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi ve Atatürk’ün Orduya Mesajı kullanılarak dayak atılırdı.

1983 yılında milletvekili genel seçimleri öncesinde siyasi partilerin kurulmasına izin verildiğinde, darbeye karşı çıkan ilerici güçler çeşitli arayışlara girdi.

Darbeciler işbaşındayken “sol” bir........

© Veryansın TV