menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Cepheyi daraltmak

28 1
sunday

Yavuz Alogan yazdı…

Özellikle küresel kriz, bölgesel savaş ihtimali ya da topyekûn dünya savaşına giden hibrit savaş koşullarında reel (gerçekçi) politika izlemek zorunludur. Bu politika türünde ideolojilerin yeri yoktur, sadece ulusal çıkarlar vardır. Temel ilke, karşı cepheyi daraltmak, mümkünse bölmek ve başka devletlerle esnek bir ittifak sistemi içinde yer almaktır.

Rus devrimci Lev Troçki (1879-1940), “Ezilenler her zaman ezenler arasındaki çelişkilerden yararlanmalı, onları yenmek için gerektiğinde şeytanla ve şeytanın büyük annesiyle bile taktik ve geçici ittifaklar yapmaktan çekinmemelidir,” demiştir. Bu prensip devletlerin kriz zamanı dış politika tercihleri için de geçerlidir.

Nitekim Stalin, Sovyet Devleti’nin Brest-Litovsk Antlaşması’yla (1918) kaybettiği bölgeleri, Avrupa’da faşizme karşı mücadele eden Komintern örgütlerini umutsuzluk ve kargaşaya sürükleme pahasına Hitler’le Saldırmazlık Paktı (1939) imzalayarak geri aldı. Almanya’nın Rusya’ya saldırmasından (1941) sonra, yine reel politikanın bir gereği olarak, bu kez ABD-İngiltere’yle ittifak kurdu. Stalin, Churchill’i “kaliteli düşman,” Churchill ise Rusya’yı “ne yapacağı belli olmayan bir timsah” olarak tanımlıyordu. Fakat bu ikisi 1942’de Moskova’da buluşup konuştular. Bu görüşme 1943 Tahran ve 1945 Yalta-Potsdam Konferansları’nın ve nihayet Birleşmiş Milletler’in kuruluşunun ilk adımıdır. Tehlike anında ideolojik tercih yapılmaz. Duygulara, öfkelere, hamasete yer yoktur.

II. Dünya Savaşı sırasında İsmet İnönü’nün Türkiye’yi savaşın dışında tutmak için gösterdiği olağanüstü çaba da tipik bir reel politika örneğidir. 1941’den 1944’e kadar Türkiye, Almanya’ya savaş endüstrisinde stratejik krom metalini ihraç etmeyi sürdürdü fakat Hitler’in ülkemizi Mihver İttifakı’na (Almanya-İtalya-Japonya) sokma çabasına direndi. Kafkasya’da Türkistan Ordusu’yla birlikte cephe açma konusunda Nazileri oyaladı ve nihayet Kızıl Ordu Oder Nehri’ni geçip Almanya’ya doğru ilerlediğinde Türkiye yeniden saf tuttu ve 1945’te Mihver İttifakı’na savaş ilan etti. Öncesinde, 1943’te İnönü, Adana’nın Yenice İstasyonu’nda, bir tren vagonunda buluştuğu Churchill’in Türkiye’yi Müttefikler’in safında savaşa sokma talebine direnmişti.

İnönü, o dönemde dünyada ve Türkiye’de etkili olan ideolojik akımlara kapılarak reel politikadan vazgeçseydi, bugün bir ülkemiz olmazdı, erken bir Yugoslavya örneği olarak tarihe geçerdik.

25 Aralık İsmet İnönü’nün ölüm yıldönümüydü. Kendisini saygıyla,........

© Veryansın TV