menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Eski Türkler: Millet mi, kabile mi?

18 0
22.06.2025

Prof. Dr. Semih Güneri yazdı…

Bugünlerde yazmak zor geliyor. Bazen öyle olur. Yazamayız. Ekmek parasını yazarak/konuşarak kazanmış bir ölümlü olarak bugünlerde yazmak istemiyorum. Nihat Genç boğazımızda bir düğüm. O düğüm orada öyle duruyor. Türk milletinin onurunun çiğnenmesine tahammül edemeyip “ceremesini ben çekiyorum” haykırışı boğazımızda bir düğüm. Haymana kavununun çatlağından süzülen balın ilâhî hikâyesi boğazımızda hâlâ bir düğüm. Ona bu kadarı fazla. Bu kadarını hak etmiyor. O kim bilir orada nelerle hesaplaşıyor. Biz ne yazıyoruz? Yazamayız. İnancımızca, bildiğimiz dört antik dilde onun için dua ediyoruz. Faydası olur mu bilmiyorum. Öyle olmasını umuyorum. Haftalardır aklımda: ‘Türk milleti’. Erteleyip duruyorum. Yazmak da bir çeşit dua sayılmaz mı? Herkes hepsini bilmez, her kitabımı, her makalemi birine adarım. Bu yazımı Nihat Genç’in iyileşmesine adadım. Onun için yazıyorum. İyi olsun. Kut olsun. Sağ olsun. Sağlık olsun.

Ulus tanımının tarihi en çok 150 yıl öncesine dayanır. Yenidir. Tanıma göre topluluğun ulus olma durumunu hak etmesi birkaç temel koşulu gerektirir. ‘Ortak dil’ bunların başında gelir. Diğer koşulları zaten dilin kendisi yaratır. Üst-üste koyar: Ölünce size ne yapılacağını diliniz belirler. Nereye ve nasıl defnedileceğiniz, başınız Doğuya mı bakacak, Batıya mı, konuştuğunuz dilin bileceği iştir. Şapkanızın, kaftanınızın biçimini, kaplarınızın yapım tekniğini, yonttuğunuz heykelin, kayalara vurduğunuz petrogliflerdeki arkeolojik stilin özelliklerini, çadırınızın, gerinizin mimarisini, kapısının hangi yöne bakacağını, iç hukuk kurallarınızı, yazılmış/yazılmamış anayasanızı diliniz belirler. Hiçbir şey tesadüfi değildir. Hikâyenizi, destanınızı, edebiyatınızı yaratan da gene dilinizdir. Dil de canlı bir varlıktır. Doğar, yaşar, ölür. Tarihin kaydettiği diller baskın dillerdir. Türkçe, Sümerce, eski Mısırca, Hurice vd diller gibi. Baskın diller kendi arkeolojik kültürlerini yaratır. Türkçenin yazılı stellerini, Asya coğrafyasına yayılmış binlerce arkeolojik belge topluluklarını, Sümerce’nin Zigguratlarını, eski Mısır dilinin anıtsal piramitlerini, Hurrice’nin muhteşem Anadolu Tunç Çağı maddi kültürünü yarattığı gibi. Baskın dilin nerede, ne zaman, nasıl doğduğunu bilirsiniz. Ama ne zaman öleceğini kendi bilir. Dil ölür, kültür ölür. Dili öldürmeden kültürü ortadan kaldıramazsınız. Baskın dil gürzle-kılıçla, topla-tüfekle öldürülmez. Baskın dilin sonunu getiren bir diğer baskın dildir.

Topluluğun ulus olma özelliği taşıyabilmesi şu 4 koşula bağlıdır:

1-Ortak dil: Toplulukta tek bir dilin konuşulması

2-Ortak inanış: Topluluktaki spiritüel inançlar ve öteki dünya tasavvurları birliği

3-Ortak kültür tarihi: Topluluğun sahip olduğu tanımlanmış ortak kültürel geçmişi

4-Ortak yaşam alanı: Topluluğun özgün maddî izlerini tanımlanmış toprak parçaları üzerine bırakmış olması, vatan sınırlarını özgün işaretlerle belirlemiş olması.

Öyle çok da kolay değildir millet olmak. Orta Çağlardan sonra zaten herkes millet. Sümer ve Mısır medeniyetleri dışında günümüze intikal edebilmiş kaç ulus (/kültür) Tunç Çağlarının ötesinden geliyor? Tarihe kök salmış bir dilin olacak, o dil baskın bir dil olacak, onu belli bir coğrafyada yaşatmış olma ayrıcalığın olacak, geçmişe uzanan bir kültürel sürekliliğe sahip olacaksın.

En eski Türk dili konuşan halklardan, Klasik Türk Dönemi-II (Göktürk) Kaganlığı evrelerine kadar, Kuzey Asya Türk topluluklarının dilini, arkeolojik kültürünü, spritüel inanışlarını, yıllar yılı yakından inceleme fırsatı bulmuş olmamın sağladığı kazanımlarla, Türk dili konuşan halkların ulus mu, kabile mi olup olmadığına hükmedebilmek benim için zor değil. Aşağıda verdiğim her şey bilgiye dayalıdır. Tahmin ve temenniye değil. Bakalım eski Kuzey Asya Türk topluluklarının sosyolojisi 150 yıllık yeni ulus kavramı tanımına ne kadar uyuyor.

1 Ortak dil: Kuzey Asya’da Türk dilinin, kültür belgelerine dayalı tarihi MÖ 1. bine gider. Sibirya kökenli İskit halklarının ve bağlantılı olarak Klasik Türk Dönemi-I (Taştık) Kültürü ve Klasik Türk Dönemi-II (Göktürk) dönemi halklarının konuştuğu dil, günümüz Türkçesine çok yakındı. Gene belgeye dayalı hipotezler temelinde Tunç Çağları-Eneolitik Çağ ve Neolitik Çağ Güney Sibirya........

© Veryansın TV