menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Çok kutuplu dünya güçleniyor 

72 14
07.07.2024

Cem Gürdeniz yazdı…

İkinci Dünya Savaşı sonrası Anglosakson dünyanın galibin tüm gücü ile dayattığı dünyaya hakimiyet tezi Sovyetler Birliği ile dengelenmiş ve dünya 1989 yılına kadar 2 kutuplu bir dünya düzenine sahip olmuştu. İkinci Dünya Savaşında 25 milyon insanını (üçte biri kadın) feda ederek Avrupa’yı Hitler faşizminden kurtaran Sovyetlerin 45 yıl sonra yıkılması, Anglosakson hegemonyaya sınır tanımayan hareket serbestliği verdi.

Güç dengelerinde boşluk oluşmaz. Varşova Paktı ve Sovyetler Birliğinin kısa sürede dağılması Amerikan neoconlarına büyük moral ve enerji verdi. Rusya da parçalanmalı, kenar kuşak üzerindeki tüm devletler -Türkiye dahil- ABD’nin tam kontrolüne girmeliydi. Daha da öte Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki 22 devletin sınırları Amerikan jeopolitiği ve neo liberal ekonomi politiğine göre şekillendirilmeliydi. Bu vizyon 1946yılında ABD’nin ünlü Sovyetleri Çevreleme Stratejisine hayat veren George Kennan’ın bile hayalinin ötesindeydi. NATO genişlemesi, Yugoslavya’nın parçalanması, Afganistan, Irak, Libya ve Suriye’de vahşi müdahaleler bu vizyonun gereğiydi. Onlara göre Amerikan gücünü dengeleyecek bir güç yoktu. Ancak Amerikalı neoconlar bu vizyonu hayata geçirme sürecinde Çin’in yükselişini değerlendiremediler.

ABD, 1945 sonunda Pasifik havzasında çok güçlü bir üstünlükle galip gelmişti. Çin, ABD için komünist olmasına rağmen Sovyetlerle kıyaslanmayacak derecede zayıf bir tehdit idi. Çevreleme (Containment)’ın fikir babası George Kennan, Komünist Çin’in yükselişine rağmen doğrudan askeri çatışmaya karşı ihtiyatlıydı. Çevreleme stratejisi Çin için de geçerliydi. Ona göre Komünizmin Asya’da daha fazla yayılması önlenmeliydi. Bölgedeki komünist olmayan rejimlere destek verilmesini savunuyordu. Askeri müdahale yerine diplomasi ve ekonomik önlemleri kapsayan bir strateji uyguladı. Ancak 1950-53 yılları arasında yaşanan Kuzey ve Güney Kore arasındaki savaşa Kuzey Kore yanında müdahil olmasıyla stratejik resim değişti. ABD, Çin’in karşısında savaştı. Çin, 1949’da kurulmasına rağmen ABD, Pekin’i 22 yıl boyunca tanımamış ve BM Güvenlik Konseyinde Çin’i temsilen Tayvan’ı (Milliyetçi Çin) kabul ettirmişti. Kore Savaşına Amerikan soslu BM müdahalesinde karar bu taktikle çıkarılmıştı.

Çin Halk Cumhuriyetinin kuruluşundan 20 yıl sonra 1969 yılında Sovyetler ile Çin’in sınır sorunu nedeniyle savaşmaları ABD yönetimini Çin’e yaklaştırdı. Çin’in jeopolitik perspektifte kenar kuşak sistemine dahil edilme durumu ortaya çıktı. Halbuki Çin, ABD Dışişleri Bakanı Kissinger’ın 1971 yılındaki ziyaretine kadar tamamen tecrit edilmiş bir devlet durumundaydı. ABD ise Avustralya, Japonya, Yeni Zelanda, Güney Kore ve Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN)ın beş kurucu üyesi Endonezya, Malezya, Filipinler, Singapur ve Tayland ile dost ve müttefik idi. Bu devletlerin 1971 yılında değil ticaret, Çin ile diplomatik ilişkileri dahi yoktu. (ASEAN) 1967’de Vietnam Savaşı sırasında komünizme karşı etki alanı yaratmak maksadıyla bir Amerikan projesi olarak doğduğunda Sovyetler Birliği ve Çin şiddetle karşı çıkmışlardı. Ancak 1971 Kissinger ve 1973 Nixon ziyaretlerinden sonra Çin’in tecridi kalktı ve Çin süratle dış dünyaya entegre oldu. Öyle ki Kasım 2000’de, Çin, ASEAN’a serbest ticaret anlaşması önerdi. Bu girişim 1 Ocak 2010’da dünyanın en büyük serbest ticaret bölgelerinden biri olarak kabul edilen ASEAN-Çin Serbest Ticaret Alanını (ACFTA)yürürlüğe soktu.

Sovyetlerin çökmesinde ABD Başkanı Nixon’ın 1973’teki ziyaretinden sonra başlayan ABD -Çin yakınlaşmasının etkisi önemli rol oynadı. Öyle ki Sovyetlerin Afganistan işgalinde ABD ile Çin ortak faaliyetler yürütecek kadar yakınlaştılar. Ancak Çin, 1989 sonrası Sovyetlerin başına gelenlerin yükselen bir Asya gücü olarak kendisinin başına da geleceğini gördü. Zira pratikte devlet kapitalizmi uygulasa da komünist bir devlet idi ve rejimi değiştirilerek ABD güdümüne girmeliydi. Sovyet komünizminin çöküşünü değerlendiren Çin yönetimleri, devasa enerji kaynaklarına sahip olmasına rağmen çöken Sovyet ekonomisinden dersler çıkardı. Singapurlu diplomat ve eski BM temsilcisi Kishore Mahbubani ‘’Çin Kazandı mı? isimli kitabında şöyle yazıyor: ‘’Öncelikle, Sovyetler Birliği dış baskılar nedeniyle değil, iç zayıflıklar nedeniyle çöktü. Çin, ‘Hayatta kalmak için güçlü, dinamik bir ekonomiye ve güçlü, dinamik bir topluma sahip olma’ gerçeğinin farkında. Bu arada, 1949’da Amerikalı stratejist George Kennan, Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasındaki mücadelenin sonucunun silahlarımıza ve askerlerimize değil, hangi toplumun........

© Veryansın TV


Get it on Google Play