İsrail’in barbarlığı, Filistin sorunu, Ortadoğu ve İslam dünyası
Barış Doster yazdı…
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, açıklamalarıyla gündemi sarsıyor adeta. PKK terör örgütüne ilişkin açıklamaları, PKK terör örgütünün Suriye kolu PYD – YPG terör örgütüne ilişkin açıklamaları, Osmanlı millet sistemine ilişkin açıklamaları sonrasında, bu kez de İsrail’le ilgili konuştu ve şöyle dedi:
“İsrail, güçlü bir merkezi devlet tarafından kontrol edilmesindense Suriye’yi parçalanmış ve bölünmüş görmeyi tercih eder. Güçlü ulus devletler bir tehdittir. Özellikle Arap devletleri, İsrail için bir tehdit olarak görülür”.
Kariyer diplomatı olmayan, ABD Başkanı Trump ile güçlü ilişkilere sahip bir iş insanı olan Barrack, acaba canı istediği gibi konuşan, bu arada pot kıran, dobra, açık sözlü bir kişi olarak mı görülmeli yoksa bu ardı ardına yaptığı bu açıklamalar tehdit olarak mı yorumlanmalı? Bu konuda genel bir uzlaşı yok Türk kamuoyunda.
Konuyu ABD’li diplomatın kişiliğinden, karakter özelliklerinden, mesleğinden, deneyiminden bağımsız ele almakta yarar var. Çünkü sorun çok boyutlu ve de hem ülkemizi hem de bölgemizi yakından ilgilendiriyor.
Biliyoruz, Arap – İsrail anlaşmazlığının temelinde Filistin sorunu yattığı gibi, bu sorun aynı zamanda Arap dünyasının, İslam aleminin Batıyla olan ilişkilerinde de listenin başında yer alır. Bir diğer ifadeyle Filistin meselesi, özelde Arapların genelde Müslümanların, hem İsrail’le hem de Batı dünyasıyla ilişkilerinde belirleyici konu başlıklarındandır.
Birincisi, İsrail; Filistin sorununun çözülmesini istemez. Çünkü bu sorunun çözümsüz kalması, Batının, İsrail’in zulmüne, saldırganlığına, işgallerine destek vermesini sağlamak için, İsrail’in elindeki temel kozlardan biridir. Diğer tüm politik, ekonomik, diplomatik, tarihsel, kültürel, dinsel, askeri, jeopolitik, stratejik kozları da yakından, doğrudan etkilemektedir.
İkincisi, Filistin meselesinde, ne İsrail ve Arap dünyası arasında ne de İslam alemi ve Batı arasında bir uzlaşma beklenebilir. Çünkü 1967 sınırlarına dayanan, Filistin’in bağımsızlığı, bütünlüğü ve egemenliğini tanıyan, başkenti Doğu Kudüs olan, iki devletli bir çözüm, ne İsrail tarafından kabul edilir ne de ABD böyle bir çözüme, İsrail’in kabul etmediği bir çözüm razı gelir.
Üçüncüsü, Avrupa’nın büyük güçleri, Almanya, Fransa ve İngiltere’nin İsrail vahşetine, saldırılarına, yayılmacılığına verdiği sınırsız destek sürmektedir. Almanya; 2. Dünya Savaşı’ndaki Yahudi soykırımı nedeniyle İsrail karşısında ezik, mahcup ve komplekslidir. Fransa, İsrail’in önemli destekçilerindendir ve Fransız ekonomisinde, iş dünyasında, siyasetinde Yahudilerin önemli ağırlığı vardır. İngiltere, dünyada diplomasinin, istihbaratın, emperyalizmin kitabını yazmıştır ve Ortadoğu’yu çok iyi bilen bir........
© Veryansın TV
