menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Meclis komisyonunun gerçek gündemi

18 8
15.08.2025

Ahmet Müfit yazdı…

Her ne kadar, malum “Komisyonun” gündeminde Anayasa yok deniliyor olsa da, görüşülecek konuların bizatihi devlet yapısıyla, devlet yapısının değiştirilmesiyle ilgili olduğu, bizatihi Kürtlerin önderi ilan edilen Terörist Başı Öcalan’ın ağzından ortalığa dökülen sözler yoluyla ortaya çıkmış durumda.

Bu kapsamda paylaşacağım birinci haber, 4 Ağustos tarihinde Veryansıntv’de yayınlanan, Eray Çelebi imzalı İmralı tutanaklarıyla ilgili haberlerde yer alan ve yoruma gerek bırakmayan, “Türkiye federasyondan çok çekiniyor. Bilerek özerklik demiyorum, yerel demokrasi diyorum. Ama bu da dünyanın her tarafında özerkliktir. Seçilen belediye başkanı dışında ayrıca vali yoktur. Yerel polis, yerel yapılar belediyeye bağlıdır. Türkiye’de de böyle bir demokrasi çerçevesi çizeceğiz” şeklindeki sözleri. Komisyona katılan parti temsilcilerinin, sanki bu hedefimiz özerklik sözleri söylenmemiş gibi davranarak ya da milleti salak yerine koyarak yaptıkları, “Anayasa değişikliği gündemimizde yok” açıklamalarının gerçekte ne anlama geldiğinin değerlendirmesini ise okurlarımıza bırakalım.

Aktaracağım ikinci haber, başta söylediğim gibi, yine Öcalan’ın sözleriyle, süreçten beklentileriyle ilgili. Açılımcı kesimin militan sözcülerinden Medyascope’da, 6 Ağustos günü yayınlanan “Çözüm sürecinin kritik detayları Medyascope’un İmralı notları haberleriyle ortaya çıktı: Neler yaşandı, Öcalan ne dedi?” başlıklı haber. Söz konusu haberin en önemli özelliği, Öcalan ve süreç güzellemesi yapayım derken, sürecin gerçek amacını ve kapsamını, sürece karşı çıkanları haklı kılacak şekilde, Öcalan’ın ağzından ortalığa saçmış olmaları. Öcalan’ın, Mecliste yapılacak görüşmeler sonrası yapılmasını istediği hukuki düzenlemelerin kapsamını, Türkiye sınırlarının dışına da taşırarak, Tom Barrack’ın da düşünceleriyle uyumlu olarak, Lozan Anlaşmasını da ortadan kaldıracak şekilde genişletmiş olması. “Kaybet kaybet’e dayalı savaşı sona erdiriyoruz. Tam tersine bunun yerine demokratik toplum perspektifli ve komşu devletlerin dördüyle de ‘kazan kazan’ temelli bir demokratik çözüm politikası ve stratejisini esas alıyoruz. Bununla biz başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere İran İslam Cumhuriyeti, Irak Cumhuriyeti ve Suriye Cumhuriyeti ile bir uzlaşmaya gitmek istiyoruz. Buna da demokratik uzlaşma diyoruz. Savaş değil, demokratik uzlaşma” diyerek, adını açıkça söylemese de, “Kürdistan” diye yeni bir uluslar arası güç/aktör tanımlayarak ve bu........

© Veryansın TV