menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Demokrasiye Can Verenler -Beşir Atalay Okuması-

12 1
04.07.2025

Beşir Atalay ‘Sadece yaşayıp yazdıklarım’ diye şerh düştüğü ‘Dünden Bugüne Anılar’ını yayınladı. (Kapı yay. 2025). Hatırat sevenler için göz ardı edilemeyecek bir kitap. Atalay, coğrafi açıdan olduğu gibi kültürel bakımdan da Türkiye ortalaması şartların insanı. Keskin’in Armutlu köyünden. Çocukluk yılları, Anadolu insanının çok aşina olduğu şartlarda geçmiş. Baba hayattan çekilince yokluklar, sıkıntılı günler birbirini kovalar. İlkokulu, ortaokulu kendi diyarında, liseyi Kırıkkale’de, üniversiteyi Ankara Hukuk’ta tamamlamış. Derken hayatının en önemli dönemeci olan Erzurum yılları onu İktisatçı yapmış. Ardından gelen Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) günlerini Kırıkkale Üniversitesi Rektörlüğü takip etmiş. 28 Şubat darbe süreci Rektör Atalay’a, kendi isteğiyle istifa etmesini emri vaki yapmışsa da söz geçirememiş. Kışlanın kıskacındaki YÖK de onu açığa almış. YÖK’ün bu kararı Atalay’ı elli yaşında iken emeklilikle tanıştırmış. Ankara’da, kurucuları arasında Yusuf Ziya Kavakçı, Fehmi Koru, Abdullah Gül, Haşim Kılıç, Atilla Koç gibi isimlerin de yer aldığı Ankara Sosyal Araştırmalar Merkezi (ANAR)’ı kurmuş. Doksanlı yıllar çabuk geçmemiş tabi ki ve derken önce Fazilet Partisi içinden uç veren Yenilikçi Hareket’in, sonra da Ak Parti’nin kuruluş safahatında kelimenin tam anlamıyla mutfağın baş aşçısı olmuş. Siyasi sürecin cilvesi onu -çok istememesine rağmen- ilkin milletvekili, ileriki zamanda da İçişleri Bakanı yapmış. Çok ilginç ama gerçek: Çok değer verdiği Cumhurbaşkanı A. N. Sezer, önüne konulan bakanlar listesinde Beşir Atalay ismini Milli Eğitim Bakanı olarak çizerken, İçişleri Bakanı olmasını tasdik etmiştir.

Doğrusu Atalay’ın anıları, 375 sayfalık kitabın istiap haddini aşacak kadar çok ve çeşitli. Kitapta 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat post-modern darbesiyle ilgili uzun tahliller yer almaktadır. Yazar Ak Parti dönemini ayrı bir kitap olarak yayınlayacağını da duyurmuş bulunmaktadır.

1947 doğumlu Beşir Atalay’ın hatıraları Türkiye’nin 45-50 yıllık yakın tarihinin özeti mahiyetindedir. Onun fikrî ve siyasî yaşamını genel bir ifade olarak ‘ılımlı Anadolu Müslümanlığına eklemlenmiş ‘muhafazakâr demokrat çizgi’ olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır. Bu zaviyeden bakınca önce rektörlük, bilahare Millî Eğitim Bakanlığı için sakıncalı görülmesinin gerekçesini, o dönemlere vaziyet eden devletlilerin az gelişmişliğiyle izah etmek kaçınılmaz olmaktadır. Hatırlayacak olursak, Beşir Atalay’ın ebeveyn işlevi gördüğü Ak Parti’yi ABD-AB mahreçli bazı yayınlar ‘Siyasal İslamcı Parti’ olarak nitelendirmişlerdi. Ak Parti’nin siyasal İslam’la iltisakı nasıl sıfırsa, Atalay’ın rektörlük ve Millî Eğitim Bakanlığı’ndan tard edilmesi de o nispette bir vehmin neticesi olmalıydı.

Beşir Atalay, en iyi bildiği konulardan olarak, bir partinin ideolojisini Parti Programı ve tüzüğü belirler demektedir. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i hukuk adamı, özgürlükçü ve demokrat, ihtiyaç duyulan adaletin tesisinde umut verici, çok adaletli ve dürüst olarak tavsif eden, Cumhurbaşkanı seçilmesini canı gönülden destekleyen, Anayasa Mahkemesindeki odasında ziyaret edip tebrik eden bir akademisyen ve siyaset adamını ‘siyasal İslamcı’ diye yaftalamak, en hafifiyle şahsa yapılan bir saygısızlıktır.

Beşir Atalay’ın anıları kendisinin, Türkiye’de bilhassa 90’lı yıllardan itibaren ivme kazanan, 2000’li yıllarda tırıs giden ‘sivil demokratik İslam’ diye özetlenebilecek değişim sürecinde en çok emeği geçmiş, kilit isimlerden biri olduğunu ortaya koymaktadır. Kitapta en fazla göze çarpan hususlardan biri demokrasi vurgusudur. İslam söylemi demokrasinin yanında oldukça sönük kalmaktadır. Bir başka ifadeyle, demokrasi ile İslam kelimelerinin bağlamları tamamen farklıdır. Bu yazıda amacımız hatıratın geneli üzerinde durmak değildir. Özellikle Atalay’ın demokrasi algısı ve ona yüklediği anlama ilişkin bir değerlendirme yapmaya çalışacağız.

Beşir Atalay’ın demokrasi anlayışına geçmeden önce Ak Parti’nin neşvünema bulmasındaki katkısına kısaca değinmek yerinde olacaktır. Hatırattan takip edebildiğimiz kadarıyla, Beşir Atalay ismi Ak Parti’nin kuruluşu ve gelişip ilerlemesinde ilk etapta zikredilmesi gereken -diğer ikisi R. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül- üç isimden biridir. Atalay’ın Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Abdüllatif Şener, Salih Kapusuz, Hayati Yazıcı gibi çekirdek kadronun lazım-ı gayri mufarıkı, öte yandan Fehmi Koru’nun da hatırı sayılır bir kurucu unsur olduğunu ben yeni öğrendim. Partinin kuruluşu, ideolojik kıblesinin tespit ve tayini, seçime hazırlanması, hükümetin kurulması, ilk Acil Eylem Planı’nın yapılıp kamuoyuna duyurulması, bakanlıklara yönelik tadilatlar ve ilk bakanlar listesinin oluşturulması gibi faaliyetlerde ANAR’ın mekânı ve Atalay’ın evi çok yönlü ve çok mahrem bir atölye işlevi görmüştür. Atalay’a kelimenin tam anlamıyla Ak Parti’nin fikir babası demek yanlış olmayacaktır. Özellikle bir düşünce kuruluşu ve araştırma merkezi olarak ANAR, Partinin demokratik siyasete bütün varlığıyla dahil olmasında en büyük pay sahibi olmuştur. Atalay’ın “Ak Parti hükümetleri........

© Venhar Haber