menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

CHP’NİN YOLU NEREYE VARIYOR; İNTİHAR MI YOKSA…?

18 0
16.09.2025

CHP’de Yaşananların Hukuki ve Siyasi Mahiyeti ve Neticeleri

Bu yazının iki veçhesi mevcuttur; birincisi hukuki, ikincisi siyasidir.

Önce hukuki olanından başlayalım.

Bir hukukçu olarak ifade etmek isteriz ki, burada öncelikle hukuki tahlil yapacağız.

CHP hakkında yaşananların siyasi mahiyet ve neticeleri olduğu gibi hukuki yönü de mevcuttur.

Hukuki veçhesini ifade ederken şunu çok net ifade edelim:

* CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan ettiği Ekrem İmamoğlu hakkında çok ciddi suçlamalar var. Bu suçlamalar milyarlarca liralık yolsuzluk iddialarını içeriyor.

* Benzer şekilde İstanbul’un bazı ilçe Belediye başkanları ile başta Antalya olmak üzere bazı büyükşehir belediye başkanları hakkında da çok ciddi suçlamalar mevcuttur.

* İstanbul İl başkanlığı seçimleri hakkında ciddi rüşvet ve haksız menfaat sağlamaları yapıldığı iddiaları sebebiyle İl Başkanlığı seçimleri hakkında yargısal süreç başlatıldı.

* 4-5 Kasım 2023 günleri yapılan CHP’nin 38. Olağan kurultayında da benzer şekilde rüşvet, menfaat sağlamak gibi kurultayın yok hükmünde sayılmasını neticelendirebilecek iddialarla başlatılan yargısal soruşturma devam ediyor.

Bütün bunların tamamının yaşanıp yaşanmadığı, tamamının gerçek olup olmadığı tarafımızca bilinmiyor. İddiaların tamamı doğru olabileceği gibi, yanlış da olabilir veya bir kısmı yanlış bir kısmı doğru da olabilir.

Bu ihtimallerden hangisinin söz konusu olduğunu şimdilik bilemiyoruz; bu şartlarda şimdilerde bilebilmemiz mümkün de değildir.

Hatta bir sürü bilgiye, belgeye, itirafçı beyanlarına, etkin pişmanlıktan faydalananların açıklamalarına, medyada çarşaf çarşaf yazılanlara rağmen gerçeği şu anda bilemeyiz.

Bunların doğru veya yanlış olup olmadığı mahkemelerin verecekleri kararlara bağlıdır.

Meselenin hukuki yönü bu şekildedir.

Tarihten emsal alınması gereken bazı örneklere yer vereceğiz.

Mesela, 1970 yılında kurulan Milli Nizam Partisi, 1971 yılında AYM (Anayasa Mahkemesi) tarafından kapatıldı.

Benzer şekilde aynı siyasi kuşakta yer alan RP (Refah Partisi) hakkında iktidarda olduğu dönemde 21 Mayıs 1997 günü AYM’de kapatma davası açıldı. RP genel başkanı Necmettin Erbakan 18 Haziran 1997'de başbakanlıktan istifa etti. Bu parti 16 Ocak 1998'de AYM tarafından kapatıldı.

Benzer kapatma davası vakası, iktidarda olduğu dönemde AK Parti hakkında yaşandı. Bu Parti hakkında 14 Mart 2008'de AYM’de kapatma davası açıldı. 30 Temmuz 2008 tarihli kararla AK Parti hakkında hazine yardımının belirli bir oranda kesilmesi kararı verildi.

Aslında bütün bu kapatma ya da hazine yardımından yoksun kılma kararlarının gerekçelerinin birçoğu, hukuki olmaktan tamamen uzak, siyasi mahiyette idiler.

AYM, benzer şekilde daha başka 20’den fazla parti hakkında kapatma kararları verdi. Bunların dayandığı gerekçelerin birçoğu da hukuki olmaktan ziyade siyasi mahiyette idi.

Bu partilerin hiçbirisi, bu davalara karşı peşinen bir isyan içine girmedi.

“Biz siyasi etkileme altında olan AYM’nin yargılamasını tanımıyoruz” demediler.

Hiçbirisi, yargılama faaliyetlerine........

© Turktime