Zanaat ve sanat yolunda
İki iş vardır: Zanaat işi, sanat işi.
Zanaat işinde ''son''u görmeli.
Başlanan o işi bitmiş bilmeli.
Teferruatla uğraşmamalı.
Teferruat; oyalar, bıktırır, yorar.
Yormayın kendinizi zanaat işinde.
***
Sanat işinde, ''sabır'' gerekir. İşinizde teferruatı, detayı, ayrıntıyı yakalarsınız. Acele etmeyin, oldubittiye gelmeyin. Sonuçta, sanat işi; haz, lezzet verebilir, duygularınızla sizi mest edebilir ancak fanatizme de saplanmayın sanat işinde.
***
Kendinizi analiz ediniz: Zanaatkâr mısınız, sanatkâr mısınız? Ya, kafanızın-beyninizin götürdüğü yerde maddiyatın adamı olur, refaha kavuştuğunuzu sanırsınız; ya, kalbî yaklaşımlarınızla mutluluğu yakaladığınızı zannedersiniz.
***
Maddiyat, hırs-ego yapar, zenginlik getirir; maneviyat ise duyguların peşinden sürükler, doğruya veya saplantıya götürür. Zanaatkârlar maddeyle, sanatkârlar ''maneviyat ve mana'' ile teselli bulmaya çalışanlardır. Yine de mutlak bir teselli dünyada yoktur.
***
Sonuçta; mesleğiniz ne olursa olsun, olabildiğince, zanaat ile sanatı, üzerinizde, değişimli, birlikte ve yeterince kullanmaya çalışın: Ne zanaata takılıp maddiyatla ''aklınızı bozun, delirin'' ne de sanat vesvesesiyle kalbinizi yorup ''hislerinizin esiri olun, alzaymıra tutulun!''
Hayat........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Daniel Orenstein
Grant Arthur Gochin