menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yürek taşına kazınanlar

20 0
29.07.2025

Onlarca yıl aynı çatı altında yaşadı. Aynı çayı demledi, aynı sofraya oturdu. Aynı acılarda susup, aynı dualarda “âmin” dedi. Bir ömür boyunca fedakârlığın kitabını yazdı da… Belki kimse okumadı. Ama o yine de yazdı, sessizce, sabırla, sevdayla… Kimse görmedi belki… Kimse teşekkür bile etmedi. Ama o her gün yeniden kendinden vazgeçip, başkasını yaşattı. Ve bir sabah, adını sayıklarken göçtü bu hayattan. Adına “eş” denilen ama aslında ömrünün duasıydı. "Kadın gibi kadın" derler ya… İşte onlardan biriydi: Yabancı bir erkekle göz göze gelmeye hayâ eden, evinin eşiğini eşinden başkasına açmayan, yalnızca eşinin sözünü kural bilen, sessiz bir tevazu ile fırtınalı yıllara göğüs geren bir kadındı. Şimdi… Aradan aylar, belki yıllar geçti. Yılların vefasının ardından, bir başka isim… Bir başka niyet… Yeni bir yol arkadaşı.

Elbette… İnsan hayatının geri kalanında bir eş figürü talep edebilir. Bu, insan olmanın, yalnızlığın ve yol arkadaşlığı arzusunun doğal bir sonucudur.

Abes olan; gidenin vefasını, cefasını, gerçek sevgisini, ruhunun safiyetini sıfırlayıp yeni bir arayışa girmektir. Yani........

© Türkiye