Yaşama zevkinin diğer adı
Komşuluğu şimdiki nesil haklı olarak pek önemsemez. Şehir hayatında komşuluk pek yaşanamaz. Oturduğunuz daire karşısına bir bakarsanız bir aile gelir taşınır. Bir bakarsınız bir süre sonra gitmiştir. Uzun otobüs yolculuklarında yanınızdaki yolcu ile konuşup tanışmak imkânı oluşabilir ama belediye otobüsünde yanınıza oturan kişiyle konuşmaya bile gerek duymazsınız. Çünkü iki bilemedin üç durak sonra kalkacaksınızdır. Ne deyip de ne konuşacaksınız ki? Eski yerleşik düzende komşu denildiği zaman çocuklarının birlikte geçtiği, bir nesil aynı yerde yaşadığı kimseler söz konusuydu. Şimdi kırk elli dairelik apartmanlarda birbirini tanımayan nice konut sahipleri vardır. Zaten bu yerlerde oturanlar birbirine “komşu” demeyi düşünmez bile. Aslında şehirde yaşanan birçok sorunun stresin bunalımın temelinde büyük bir ihtimalle komşuluk ruhunun yok olmasını sayabiliriz. Çünkü mutluluklar paylaştıkça çoğalır denir, dertler paylaşıldıkça azalır. Paylaşmalar kiminle yapılacaktır? Elbette ki komşularla. Dolasıyla insanların sosyal medyada yaptıkları paylaşımları biraz da bu ihtiyaçlarını giderebilmek refleksiyle yapıyorlar diyebiliriz. Yoksa aylarca belki yıllarca evine misafir gelmeyen, kapısı çalınmayan hatta orada kim yaşıyor kim yaşamıyor belli olmayan aileler........
© Türkiye
