Yanlış yoldan hakka...
Bu yazımda değişim kavramını insani ve edebî bir dille ele almaya çalışacağım. Amacım değerli okuyucularımıza hem düşündüren hem umut aşılayan bir yazı sunmak. Bu çalışma bu üslup ve amaçla kaleme alınmıştır. İnsan değişir… Hem de bazen tek bir an, tek bir söz, tek bir bakış ile. Kimi zaman ömür boyu sürer sandığımız yanlış yürüyüş, bir kalp atışında sona erer. Hazreti Ömer “radıyallahü anh” ilk işittiğinde Müslümanlığın ve Müslümanların en şiddetli düşmanlarından biriydi. Ebu Cehil’in de yönlendirmesiyle Hattâboğlu Ömer, kılıcını kuşanarak yola düştü. Giderken Nu’aym bin Abdullah’a rastladı. Konuşmaları sonunda “Sen benimle uğraşacağına, kardeşin Fâtıma ile enişten Saîd’in yanına git! Onlar, çoktan Müslüman oldular. Sen önce kendi yakınların ile uğraş!” sözünü işitti: - Hayır, onlar Müslüman olamazlar. - Bana inanmazsan, git evlerine, kendilerine sor! Bunun üzerine yolunu kız kardeşinin evine düşürdü. Orada Kur’ân âyetlerini duydu. O sözler, sert taşın bağrına düşen damla gibiydi; önce sarsıldı, sonra yumuşadı. Kız kardeşi ve eniştesinin yanında kalbi yumuşadı. Daha birkaç dakika önce öldürmeyi........
© Türkiye
