Bir tatlı huzurun peşinde
Modern hayatın ritmi hızlandıkça insan yavaş yavaş kendinden uzaklaşıyor. Kalabalıkların içinde yalnız, imkânların ortasında yorgun, imkânlara rağmen huzursuz… Herkes daha çok şeye sahip olmanın hayalini kuruyor ama çok az kişi gerçekten huzurlu. Çünkü huzur, elde ettiklerimizde değil; vazgeçebildiklerimizde gizlidir. İnsan bazen bir adım geri çekilerek görür büyük resmi. O zaman anlar: Hayat, bizim planladıklarımızdan çok, Allah’ın takdir ettikleriyle şekillenir. Son yıllarda sık duyduğumuz bir kavram var: “Çağın hastalığı” denilen depresyon. Oysa belki de çağın hastalığı, kaderi kabullenememek!.. İstediği olmadığında isyan etmek, olmadıysa yok saymak, olmuşsa da değersizleştirmek. Hâlbuki insan her zaman istediği hayatı yaşayamaz. Ama yaşadığı hayatın içinde Allah’ın muradını arayan, asıl huzuru bulur. Hayatı artısıyla eksisiyle karşılamak, hiçbir şey yapmadan oturmak değildir. Aksine; gayret içinde, sabırla, hakkıyla yürümektir. Ama yürürken taşlara takıldığında dahi “bu da benim yolumun bir parçası” diyebilmektir. Çünkü insan her zaman değiştiremez. Ama her zaman tevekkül........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d