Bereketli günlerimiz
Bugün eski bereketlerden yazayım. Malum kış mevsimindeyiz ama kar yok ya da az bir şey yağıp geçiyor. Bizim çocukluğumuzda diz boyu kar yağardı ama yine de okula giderdik. Kar demek bereket bolluk demekti, aynı zamanda soğuk demekti elbette. Ama mevsimin içinde mevsimin gereğiydi... Korktuğumuz mahvolduk öldük bittik demek yerine beklediğimiz bir yağıştı... Meyve araçlarımızı anlatmak istiyorum. Dedem çok meyve ağacı dikmiş. Suyu kullanmayı da biliyordu. Bulunduğumuz coğrafyanın şartlarına göre yaşamayı biliyorlardı. Ağaca kıymet verilirdi. Dalları budanır hayvanlara yedirilir tepesi kesilmezdi ağaç uzasın diye. Ne yazayım yazıya nasıl sığdırayım bilemiyorum bizim meyve ağaçlarımızı... Dut, erik çeşit çeşit ceviz, ayva ağaçlarımız evimizin yanı başındaydı. Üzerine çıkıp dalından yerdik. Kiraz, kızılcık, karayemiş, incir ne bileyim aklıma gelen bunlar. Ayvalar döke saça yedikten sonra dallarda kalanlar yere dökülür onları da........
© Türkiye
