menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ben dünyalı değilim; galiba "eskiliyim!"

17 43
20.02.2025

Eskilerde yaşıyor, hatıralarla kucaklaşıyor, tozlu raflardaki eşyalara gönül bağlıyorum. Ninemin fotoğrafıyla sohbet ediyor, onların kandil lambasına bakıp bakıp geçmişe gidiyorum. Ben "eskiliyim." Eskide ne varsa burnumda tütüyor. Ahşap pencereli evde, dışarıyı seyreden o nazenin kızcağız oluyorum. Elimde ağır aksak ördüğüm oyama bakıp, dışarıyı usul usul seyrediyorum. Ben "eskiliyim." Nereli olacağımı unutacak kadar "eskili." Bazen sararmış sayfaları, dağılmış cildi ile zamana direnen o güzelim kitaba sarılıp, kokusunu içime çekiyorum. Mis gibi "geçmiş" kokuyor. Mis gibi hem de mis. Öyle çok kokluyorum ki, eski kitap kokusu ciğerlerime işliyor. Ben "eskiliyim" O yüzden sıkça gözlerim dalar uzaklara. Bakışlarımı dışarı diker, saatlerce düşünürüm. Geçmişin binbir sokaklarında dolaşır, birçok insanla karşılaşır, onlarla saatlerce hasbihâl ederim. Sokakta bir nine görsem, gayriihtiyari ellerine sarılıp öpmek isterim. Bir eve girsem ilk oranın kitaplığı ile tanış olmak, eski kitaplarla bakışmak isterim. Bir de çok yakın bir akrabamız ise, utanarak “aile albümünüz var mı, bakabilir miyiz?” diye sorarım. Zira her eski fotoğraf geçmişten açılan bir pencere. Kısa bir seyir de olsa geçmişe gitmeyi çok severim. Ben "eskiliyim" diye boşuna demedim. Hatıra kokan bir eşya benim için en güzel şey demek. Mesela nedir? "Dedemin Köstekli Saati" (daha önce buradaki yazılarımdan, okumak isteyen bakabilir) ninemin ışığında oturduğu gazlı lambası, babamın Osmanlı Türkçesi ile yazılı Mevlid-i Şerif kitabı, annemin gençlik........

© Türkiye