Aşkın a hâli: En başa, esas hâline dönüş
İnsan, aşkı önce bir kıpırtıyla tanır. Kalpte beliren hafif bir sızı, gönülde anlamını bilmediği bir çağrıdır bu. Henüz bir yüz, bir kelime, bir bağ yoktur. Sadece hissedilir. Bu, "Aşkın A Hâli"dir. Temiz, hesapsız, ilahi bir uyanıştır. Zamanla hayat devreye girer. Aşkın içine şüphe, şaşkınlık ve sarsıntı karışır. İnsan hem kendini hem sevdiğini sorgular. Kalp karışır, yönünü yitirir. Bu da aşkın bir hâlidir; çünkü aşk sadece huzur değil, sınanmadır da. Sonra kayıplar gelir. Kimi kendi içinden geçip kaybolur, kimi sevdiğinde yok olur. Zannedilir ki aşk tükenmiştir. Oysa aşk, en çok burada konuşur. Sessizlikte, kayıpta, yıkımda… Çünkü hakikatin kapısı tam da orada açılır. Ve insan, en başa döner. İlk nefesin alındığı yere, ruhun üflendiği o ana… Dünya kalabalığından sıyrılmış hâliyle, kendine........
© Türkiye
